KAYMAKAM MUAMMER KÖKEN'İN 15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ ANMA PROGRAMINDA YAPTIĞI KONUŞMA

KAYMAKAM MUAMMER KÖKEN

Susurluk Kaymakamı Muammer KÖKEN'in, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programında yaptığı konuşma şöyle:

Susurluk Kaymakamı Muammer KÖKEN'in, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programında yaptığı konuşma şöyle:

                "15 Temmuz kadim devlet tarihimizin en karanlık gecelerinden birinin adıdır. 15 Temmuz ekmeğini yedikleri vatana ihanet eden hainlere karşı aziz Türk milletinin dirayetli duruşunun adıdır. 15 Temmuz eli silahsız ama korkusuz milletimiz tarafından darbeci hainlerin bertaraf edilişlerinin adıdır. 15 Temmuz her yaştan 251 vatan evladını yine vatan uğruna şehit oldukları günün adıdır. 

                Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Rabbim devletimizi payidar, milletimizi bahtiyar eylesin. Devletimiz ebed-müddet olsun. Yüce Mevla’m böyle acı günler göstermesin. 

Aziz Susurluklu hemşehrilerim, değerli çalışma arkadaşlarım, saygı değer misafirler. 15 Temmuz demokrasi ve milli birlik günü anma programına hoş geldiniz.

Anadolu coğrafyasındaki varlığımızın dayanağı Anadolu mayasıdır. İçine düşürülmek istenen yok olma, yok edilme tehlikesinde kurtulmanın yolu bu mayayı bilmekten bu mayaya tutunmaktan geçer. Bu mayanın esası “cümle varlığın birliği ve kardeşliğidir” bu mayayı bozacak ”Vahhabi damarı” ve “Grek-Latin kilise” yöntemlerinden uzak durmak elzemdir. Anadolu mayasının ahlakı etik ile ikame edilemez Anadolu mayası insanın özüdür. 

                Anadolu mayası etnografyaya bağlı kalmadan Türkçe ile muhafaza edilmekte ve cihanı kuşatma ülküsünü ilahi kelimetullah ile hedeflemektedir. Türk birliğinin mücadelesi, çeşitli vesilelerle kendilerini bir şekilde gösteren, çeşitli yöntemlerle içimize sızmaya çalışan “Sodom ve Gomore ahalisi” iledir. Anadolu Vahhabilerinin topluma dayatmaya çalıştığı, dini bir argümanmış gibi gösterdiği ancak dini yanı bulunmayan “dinler arası diyalog” fikrini “hoşgörü” ve “tolerans” sözcükleriyle ifade edilen kavramlara tahvil edilemeyeceğini millet olarak anlamış olmamız gerekir. Zira inned dine inddallahil İslami yani muhakkak ki Allah’ın indinde din İslam’dır sözü tüm Müslümanlara hutbede her Cuma tebliğ edilmektedir. Bugün Gazze’de, Doğu Türkistan’da ve birçok İslami coğrafyasında yaşanan zulmü ne ile açıklayabiliriz? Şairin medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar tanımlaması bu durumu bariz anlatmaktadır.

                Anadolu mayasındaki kardeşlik “cümle varlığa” mahsustur. Her ne vardır ki; göz görür, el dokunur, kulak duyar, akıl bilir, esasen kardeştir. Anadolu mayasında gönül cihetinden ayrı gayrı yoktur. Ot, çiçek, böcek, kurt, kuş, insan, cümlesinin esası birliktir, cümlesi kardeştir. Böyle görürüz, böyle biliriz. Anadolu mayasının coğrafyasında birçok bakımdan farklı inançlar ve uygulamalar mevcuttur. Ayrık görünen dahi aynı birik ve kardeşliğe bağlıdır. Cümlesi bizimdir. Ola ki “can”a “özgürlüğe”, “mayamıza” kastetmeye “vatanımıza    “ “Ayyıldızlı Al Bayrağımıza” ihanet etmeye!

                Ayyıldızlı al bayrağımız ve vatanımız Anadolu Türk kimliğinin özü itibarı ile kutsalıdır. Bu hakikat “kelamı” “sözden” “bayrağı” “bezden” “vatanı” “araziden” ayıramayanlar için kompleks olup kısır döngüye yol açmaktadır. Türk kimliği ve İslam le Anadolu’yu ayrıştırmak su damlasından su moleküllerini ayrıştırmaya uğraşmak kadar anlamsızdır. Suyun mahiyeti unsurlarının mahiyetinden farklıdır. Sususzluğu gidermek üzere bir bardak sıvılaştırılmış oksijen ve iki bardak sıvılaştırılmış hidrojen içemeyiz, bağımızı bahçemizi maliyetine katlansak bile sıvılaştırılmış oksijen ve sıvılaştırılmış hidrojen ile sulayamayız. Türk İslam kimliği de bizim nazarımızda budur.

                Ülkemizdeki birlik ve beraberliği, “vatan” ve “millet” mefhumunu topluma saldığı nifakla yok etmeye çalışan Fetö mensupları ve yardakçıları bölücülük yapanlara gerek maddi gerekse manevi destek vermekten geri kalmamışlardır. Sureti haktan ya da sireti halktan görünerek aziz Türk milletini bir insan yığını haline getirme emeli ile yaşamışlardır. Ancak ve Türk tarihinin çeşitli safhalarını incelersek çeşitli dönemlerde Anadolu ya sokulan nifakların giderilip “birlik”in yeniden oluşturulması sürecinde çekilen acıları ve bu nifakı sokan ve buna alet olan haşşaşilerinin, mankurtların ve vahhabilerinin başına gelenleri unutmamak meseleyi doğru şekilde değerlendirmemize yardımcı olacaktır.

                Bu bağlamda 15 Temmuz da Türk Milletinin Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde gösterdiği bu destansı zafer tarihin sayfalarında yer almıştır. Bir olayı tarih yapan olayın tarihi değil bizzat kendisidir. Tarih “tarih yazanları” yazar. Tarihin siz yazması önemli, ancak sizin tarih yazmanız daha önemlidir.

                Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ya İstiklal Ya Ölüm” sözü Türk Milletinin azim ve kararlılığının simgesi olmuştur. Hangi ahval ve şerait içinde olursa olsun vazifemizin Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmak olduğunun bilincindeyiz. Muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda saklı olduğunun farkındayız. 

                Değerli Susurluklular, saygı değer misafirler,

                Bu milletin mayasını Kur’an’dan alınan ilhamla Peygamber efendimizin sünneti ile Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Orhan Gazi, Osman Gazi, Fatih sultan Mehmet gibi sultanlarımızla mayalandığını biliyoruz. İstanbul’a girmek için Fatih’in her topuna90 manda koşmuşken şimdi koca ülkeyi bir “Manda”ya değişmeyeceğimizin idrakindeyiz. Koyun sütünü, keçi sütünü, inek sütünü, bir kapta mayalayıp yoğurt etsek. Buna “Yoğurtlar mozaiği” demek nasıl yanlışsa memleketimizi hayali unsurlarla bölmeye uğraşmak etnik farkları kullanmak aynı derecede yanlıştır. Ayyıldızlı Al Bayrağın üzerinde “birlik” yazar. Ve her yerde şerefle açılır. Vatanın bekası için can pazarında susamışın su içmesi gibi şehitlik şerbeti içilir. Yanar içimiz gök ekini biçmiş gibi yiğitken ölen nice gençlere.      Burası Anadolu toprağıdır. Gönlü mayalılarının yurdudur. Bilmeyen nasıl anlasın, mayası bozuklar nasıl bilsin? Gönül mayası “bireyi” “insan” eder toprağı vatan eder bizi Ayyıldızlı bayrak eder ve şerefle yücelerde dalgalandırır. Kurtuluşumuz Anadolu Türk kimliğine sarılmamıza bağlıdır. Bugün burada, bugünlere gelmemizi sağlayan kıt imkanları katık ederek bizleri vatana ve millete adanmayı öğreten yemeyip yedirip, giymeyip giydiren adı fetö ya da metö her türlü zararlı oluşumların kucağına atmayarak bütün özverisiyle bizi Türk milletine armağan eden saygıdeğer anne ve babama huzurunuzda şükranlarımı arz ediyor, hürmetle ellerinden öpüyorum. Kendilerinin karşısında bu konuşmayı yapabilmeyi bir şeref olarak addediyorum.

                Bu vesile ile 15 Temmuz destanın 8. yıl dönümünde istiklal ve istikbal uğruna bu ülke için can veren aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnetle anıyoruz.

Aşk olsun Anadolu’daki mayaya, aşk olsun Anadolu’yu mayalayanlara, selam olsun Anadolu’da mayalananlara, selam olsun Anadolu için can pazarına çıkanlara, can verenlere ve vereceklere.