Balıkesir 26'ncı dönem CHP Milletvekili ve Hukukçu Namık HAVUTÇA da festivallerin yasaklanmasına büyük tepki gösterdi.
Av. Namık HAVUTÇA; "Balıkesir'de Sivil Toplum Platformu adıyla yapılan açıklama, Anayasamıza, Evrensel Hukuka ve Devletimizin taraf olduğu Uluslararası sözleşmelere açık bir şekilde aykırıdır. Toplumda Kişilerin Temel Hak ve Özgürlüklerine ve Bireylerin Yaşam Tarzına müdahale içeren, hiçbir müdahale kabul edilemez," dedi.
HAVUTÇA, yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
"Toplumumuz, halkımız ağır ekonomik şartlarda, sağanak yağmur gibi gelen zamlar ve pahalılık gündeminde her gün ezilirken, Emekliler ve Emekçiler açlık sınırında yaşam mücadelesi verirken sanki tek sorunumuz Festivaller ve Gençlerin yaşam tarzı imiş gibi Festivallere müdahale çağrısı hukuki aykırılığı bir tarafa siyaseten de manidardır.
Zira önemli bir Turizm, Kültür ve Doğal güzellikler kenti olan, gelişmesi ile son yıllarda dikkat çeken ilimizde Belediyelerimiz bunca senedir Festivaller düzenlemektedir ve bu Festivallere halkımız ve gençler katılmaktadır. Ayrıca Festival etkinliklerine herkes genci yaşlısı, başı açık başı kapalısı bütün gençler, dileyen aileler gençlerle birlikte katılmaktadır. Bu ortamda olmak istemeyenlerin de Festivallere katılmasını zorunlu kılan bir kural ve uygulama da bulunmamaktadır.
Bugüne değin de Belediyelerimiz bu organizasyonları başarıyla gerçekleştirmiştir. Bu Festivallerde veya etkinliklerde örneğin 1987 yılından itibaren gerek AKP gerek CHP Belediye Başkanlıkları döneminde Bandırma’da da Erdek’te de son derece başarılı Festivaller düzenlenmiştir. Yine Edremit’te, Ayvalık’ta, Burhaniye’de, Gömeç’te, Susurluk’ta ve diğer yerlerde gerçekleştirilen hiçbir Festivalde gençler arasında bizim bildiğimiz en azından kamuoyuna yansıyan bir karmaşa veya olumsuzluk yaşanmamıştır.
Kaldı ki Devletin Emniyet ve Güvenlik güçleri ve Belediyelerin Zabıta görevlileri yasalardan kaynaklanan emniyet ve asayiş görevlerini de başarıyla yerine getirmektedirler. Bu nedenle bireyin yaşam tarzı ve buna ilişkin tercihleri konusunda, demokratik hayatta var olan ve yaşam tarzı itibariyle azınlıkta kalan, korunmaları gereken, çoğunlukçu değil çoğulcu yaşam tarzlarına önem veren ‘eşitlik’ ilkesini gözeten bir toplumda, hiç kimse bir diğerinin kılık ve kıyafetine, yani giyim tarzına, davranışına, günlük hayat tercihlerine müdahale edemez.
Bunun sınırı, yaşam tarzına ilişkin tercihlerinden dolayı bir başkasının hak ve hürriyetlerine haksız yere müdahale edilmesi halidir. Toplumda farklı inanç, yaşam tarzı ve siyasi düşüncelerin birlikte bir arada barış içinde yaşanmanın güvencesi, kişisel tercihlerin, inançların başkalarına dayatılmadığı bir toplum düzenidir. Birlikte barış içinde yaşamanın güvencesi kişilerin kendince doğru kabul ettiği ahlaki ya da gayri ahlaki inançlar değil, inançlar üstü, ırklar üstü, dinler üstü Evrensel Eşitlik ve Özgürlük ilkelerine, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine, Temel İnsan Hak ve Özgürlükleri, Anayasamız ve Hukuk normları toplumsal düzenimizi belirler ve toplumumuz barış ve dayanışma içerisinde varlığını devam ettirir.”