Yaşamak için temel ihtiyaçlarımız olan gıdanın, suyun ve oksijenin doğrudan ilişkili olduğu orman varlıklarımızda, yaz aylarının gelmesi ve artan hava sıcaklıkları ile birlikte yangın riski her geçen gün artıyor. Ülkemiz ormanlarının %57’sinin yangın riski yüksek alanlardadır.İnsan kaynaklı yangınlar sebebiyle tahrip olan orman alanı oranı %98’dir.
Hava sıcaklıklarının yükselmesiyle birlikte orman yangını risklerinin arttığı aylardayız. İnsan ihmali ve kusurlarından kaynaklanan yangınlar için herkesi daha sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Ormanlarımızın %57’si yangın riski yüksek alanlardadır. Her geçen yıl iklim değişikliğinin de etkisi ile yaşanan yüksek sıcaklıklar, düşük nem oranı, kurutucu rüzgârlar ve olumsuz arazi şartları ormanların yangın ile zarar görme riskini artırıyor. Ülkemizde orman yangınlarının en büyük sebebi ise insan. Türkiye’de, resmi istatistiklere göre son 5 yılda yaşanan orman yangınlarının %87’si (adet olarak) insan kaynaklı sebeplerle gerçekleşti. Yine resmi verilere göre insan kaynaklı yangınlar sebebiyle tahrip olan orman alanlarının oranı %98 (%54’ü piknik ateşi, çoban ateşi, sigara, anız yakma gibi ihmaller; %40’ı faili meçhul; %4’ü kasıt). Orman yangınları tüm orman ekosistemine zarar vermektedir. Orman yangınları ile yanan sadece ağaçlar değil, ormanda yaşayan binlerce canlı da hayatını kaybediyor. Yaşam döngüsünde görülen kırılma nedeniyle yanan orman alanlarında ormanların sunduğu toprak koruma, karbon depolama, oksijen üretme, su üretimi, iklim düzenleme gibi ekosistem hizmetlerinde de kesintiler oluyor. Ormanlık alanlarda çok dikkatli davranmamız gerekiyor.Yapılan tek bir yanlış hareket binlerce hektar orman alanının yok olmasına, binlerce canlının da hayatını kaybetmesine nedenoluyor .
Bir yangının meydana gelmesi için üç şartın bir araya gelmesi gerekir ve bunlar da; yanıcı madde, tutuşma sıcaklığı ve oksijendir. Ormanlarda bol miktarda yanıcı madde ve oksijen her zaman var. Doğal koşullarda da yıldırımlar tutuşma sıcaklığına ulaşarak yangına neden olabiliyor. Ancak ülkemizde yıldırımlar genelde yağmurla beraber görüldüğünden çıkan yangınlar büyük yangınlara dönüşmüyor. Hatta bu tür yangınlar, örtü yangını şeklinde kalarak önemli bir tahribata yol açmıyor. Son beş yılın yangın istatistiklerine göre doğal yollarla çıkan orman yangınlarında, yanan toplam orman alanı 864 hektarken (yaklaşık bin 150 futbol sahası), yangın başına yanan orman alanı ortalama 0.5 hektar. Ancak insan kaynaklı çıkan yangınlara baktığımızda, yangın başına düşen orman alanı 3.7 hektar ve toplam yanan orman alanı ise 40 bin 480 hektardır (yaklaşık 54 bin futbol sahası). Sıcaklıkların artması ile ormanlarda nemini kaybetmiş yanıcı madde kolaylıkla tutuşabilirken, rüzgârın kuvvetli olması halinde yangının kontrol altına alınması güçleşiyor ve büyük bir orman alanı hızla tahrip oluyor. Yangından kaçamayan canlılar ise yok oluyor.
Türkiye’de yanan orman alanı büyüklüğü 2019 yılında bir önceki yıla oranla 2 kat arttı
Herkesi orman yangınlarına karşı çok daha dikkatli olmaya, ormanda ve yakınlarında ateş yakmamaya davet ediyoruz.Yurttaşların orman alanlarında herhangi bir yangın ya da duman gördüklerinde ücretsiz ALO 177 Orman Yangın İhbar Hattı'nı aramaları erken müdahale edilmesinde büyük önem taşıyor. Erken müdahale ile yangınlara daha kısa sürede ulaşmak mümkün oluyor ve büyümeden daha küçük alanlarda kontrol altına alınabiliyor.
Orman yangınları ile mücadelede büyük emek harcayan başta ormancılık teşkilatı olmak üzere, tüm duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Daha yanmadan önlemlerimizi almalıyız….
UNUTMAYALIM;
Ormana ya da ormana yakın alana atılan bir izmarit, çevresindeki otları ve bitkileri yakmaya başlayabilir.
İyi söndürülmemiş bir mangal ateşi, rüzgarın etkisiyle tekrar tutuşabilir.
Ormana atılan bir cam şişe ya da benzer özelliklerdeki bir atık, güneş ışınlarının mercek etkisi ile ateş oluşturabilir.
Anız yakımları orman sınırına yakın alanlarda yapıldığında, bir orman yangınına dönüşebilir.
(Sayısal veriler 2020 yılına aittir.)