Herkes merak ediyordu; dört gözle beklenen ‘Asgari Ücret’ (nihayet, apar topar) açıklandı.
Konu hakkında, HALK TV’de Gizem ÇETİN’in konuğu olan Birleşik Emekliler Sendikası (BES) Genel Başkanı Mahmut ŞENGÜL, şu tespitlerde bulundu:
“Doğrusu yanıltmadılar bizi, asgari ücretteki artışın yüzde 27 ile yüzde 28 arasında olacağını söylemiştik. Emekliler için de artışın yüzde 12 olacağını tahmin ediyoruz. Bugüne kadarki iktidarın uyguladığı politika değişmedi. İktidarın emekliye, dar gelirliye bakışı aynı. Çok açık ve net olarak söylüyorum, dar gelirlinin emeklinin çektiği dert, iktidarın bu kesimde olan vatandaşlarını düşünmemesinden kaynaklanmaktadır.
Bakın, biz alanlarda da hep söylüyoruz, enflasyon yüksek diyoruz, geçinemiyoruz, barınamıyoruz, beslenemiyoruz diyoruz, asgari ücretin altında maaş olmaz diyoruz buna karşılık Sayın Cumhurbaşkanımız bize ‘Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde de asgari ücretin altında maaş veren ülkeler var,’ diyor.
Biz de araştırıyoruz, bakın size örnek vereyim: Almanya’da yıllık enflasyon yüzde 2.3, Fransa’da 0.9, bir bile değil. İsviçre’de yılların ortalaması 2.6, Hollanda’da 2.9 Türkiye’de o da baskılanmış haliyle 31.07. Şimdi biz de diyoruz ki bize zam vermeyin, 2002’de iktidar olduğunuzda emeklinin alım gücü neyse, alım gücünü korusaydınız emekli daha rahat bir yaşam sürüyordu. Yani 2002 emekli maaşı ile 8 adet çeyrek altın alıyorduk, hesabını yap, bugün hangi rakamlara geldiğini…
Emeklinin her geçen yıl uygulanan politikalarla fakirleştirildiğini, yoksullaştırıldığını, ölüme terk edildiğini, tespit ettik ve gördük. Bunun için de diyoruz ki bakın, Başkanlık sistemi geldiğinden beri özellikle ona buna suç buluyoruz, bakanı eleştiriyoruz, ama asıl olan gözden kaçırıyoruz. Bugün bizim emeklinin asgari ücretlinin yoksulluğunun sebebi ne SGK ne TÜİK ne de bakan… Hatırlarsanız daha önce parlamenter sistemdeyken Bakanlar nereden atanıyordu? Seçilmiş milletvekillerinden, yani halka karşı sorumluluğu olanlarda atanıyordu. Atananlar kimdi? Bürokratlardı… Bugün bakanlar hangi sistemle geliyor? Cumhurbaşkanlığının atamasıyla… Doğal olarak Cumhurbaşkanlığına bağlı memur statüsüyle çalışıyorlar ve yine doğal olarak Cumhurbaşkanın emrindedirler. Hiçbir şeye evet diyemezler, hayır da diyemezler, sadece söyleneni yerine getirirler.
Sayın Mehmet ŞİMŞEK’in söylemlerine baktığımızda emeklilere ayrı bir refah payı verilmeyeceği çok açık ve net… En düşük emekli maaşı en çok 19 bin liraya kadar yükseleceği öngörüsündeyim. Bunula da yaşamak mümkün değil…
Bakın, asgari ücrete yüzde 27 zam verildi 5 bin 975 lira artış yapıldı. Yılbaşından sonra gıdaya gelecek zam, yaşamın tüm alanlarına gelecek zammı düşündüğümüzde 2026 yılı emekliler için zorlu da demeyeyim artık bunun hesabını yaptığımızda artık çadırda mı yaşarız bilemiyorum. İçler acısı bir durum, bu tarif edemiyoruz. Fakat bu durumun muhataplarına bakıyoruz, biz seçtiklerimize ne diyoruz? Milletvekili diyoruz, milletin vekili olarak onları Meclis’e gönderiyoruz. Bugün baktığımızda AK Parti ve MHP Milletvekillerinin hiçbirinin ağzından emekliler için asgari ücretliler için bir söz söylediklerini hiç duymadım. Sizleri biz seçtik gönderdik, siz kimlerin vekilisiniz? Halkın, milletin vekili misiniz, yoksa sadece sarayın vekili misiniz? Yani oradan gelen direktif milletvekillerinin hiç itirazı olmadan direk onaylanıyor. Buna itiraz ediyor ve diyoruz ki halkın vekiliyseniz halkı düşünmek zorundasınız. Emekli barınamıyor, emekli geçinemiyor, emekli beslenemiyor ve böyle giderse diyoruz ki biz ilk genel seçimde, bu erken seçim olur ya da zamanında seçim olur fakat ilk seçimde emekliye verdiğiniz zam oranında yani nedir yüzde 12 oranında oy vereceğiz; bu da ne demektir, 72 tane milletvekili demektir. Siz bize yüzde 12 ile yaşayın diyorsunuz biz de size buyurun 72 tane milletvekili ile iktidar olun da görelim diyoruz. Bunun Türkçesi de açıkçası da budur.
Yeni eylemler ortaya koymak için çalışmalarımızı yapıyoruz, önümüzdeki günlerde bizler de alanlarda olacağız. Fakat bağırıyoruz, çağırıyoruz; bizler 65 yaşın üzerine gelmiş insanlarız, sesimizi duyuramıyoruz. Taş duvar, kör pencere örneğine asgari ücretlinin, ne emeklinin sesini duyuramıyoruz. Sesimizi duymamakta ısrar ediyorlar. Biz de sesimizi duymayanları sandıkta görmeyeceğiz diyoruz ve bir an önce sandığın önümüze gelmesini bekliyoruz. 23 yıldan beri bize vaatte bulunuyorlar, biz artık vaat dinlemek istemiyoruz; bize dokunulmasını istiyoruz İktidar değişmeden ne emeklinin ne asgari ücretlinin yaşam koşulu da değişmeyecektir. Bunu 23 yıldan beri iliklerimizde test ettiğimiz için söylüyorum.”
Hoşça kalın, dost kalın!..
