İstanbul’a yolum her düştüğünde, farklı yerler keşfetmeyi seviyorum. Bu defaki gidişimde, cumbalı evleri, geçmişten bize göz kırpan antika dükkanları, farklı tasarımlı kafeleri, sanat atölyeleri ile, İstanbul’un son zamanlardaki gözde semtlerinden biri olan Balat’taydık.
Müslümanlık, Hristiyanlık ve Yahudilik dinine mensup cemaat, burada yüzyıllarca birbirine komşu yaşamış ve hala büyük bir çoğunluğu uyum içinde yaşamakta. Sinagogları, kiliseleri, camileri ve hamamları ile bu çok kültürlülük, semtin sokaklarına da yansımış. Bir sokakta türbe önünde dua eden kadınlara, bir başka sokakta, kiliseye doğru yürüyen bir papaza rastlıyorsunuz.
Biraz da ürkütücü gelen, ıssız, bakımsız evlerin çevrelediği Arnavut kaldırımlı dar sokaklardan geçerek, canlı, bambaşka bir dünyaya dalıyorsunuz. Balat sokakları, gece ile gündüz gibi birbirinden ayrılan bir tezatlıklar diyarı.
Uyum içinde sıralanmış, rengarenk boyalı cumbalı evlerin arasındaki antikacı dükkanlarında, bazen eski bir gramofona, bazen eski bir radyoya, bazen de eski bir seramik bibloya dalıp, adeta zamanda kayboluyorsunuz.
Kırmızı bina olarak da anılan “Fener Rum Erkek Lisesi” ne gitmek isterken yolları karıştırıyoruz ve “Fener Rum Patrikhanesi” ne geliyoruz. Kırmızı binayı bir başka sefere bırakarak, Fener Rum Patrikhanesi ve demir kilise olarak anılan “Sveti Stefan Bulgar Kilisesi” ni ziyaret ediyoruz.
Balat aynı zamanda, İstanbul’un en instagramlık semti. Her köşe başı, her dar sokak, her eski kapı, sanki bir fotoğraf stüdyosu.
Sosyal medya çıktığından bu yana fotoğraf çekip paylaşmak, çoğumuzun hayatının olmazsa olmazları arasında yerini aldı. Bence Balat’ın bu kadar ilgi görmesinde, sosyal medyanın payını da, yabana atmamak gerekiyor.
Filmlerde ve dizilerde kullanılan mekanların yer alması da, yine o yerin tanınmasına büyük katkıda bulunuyor. Balat sokakları da, “Çukur”, “Suskunlar”, “Ezel” gibi bir sürü dizinin mekanı olmuş.
İstanbul’a yolunuz düşerse, kendinizi bir filmin içindeymiş gibi hissedeceğiniz, eski İstanbul’u yaşayacağınız bu semte uğramadan, o güzelim tarihi evlere bakarak kahvenizi yudumlamadan, gelmeyin derim…
                
        
                