Kabul edilen bir gerçektir ki halk sınıfları olarak da bilinen işçileri, köylüleri ve tüm emekçileri; esnafı, emekliyi ve işsiz güçsüzleri, kısacası toplumda bütün ezilenleri, bütün emeği ile geçinenleri ve bütün hakları yenilenleri temsil eden ve bunun için mücadele veren siyasete 'halkçı-toplumcu siyaset' denilir.
Bu yöndeki siyasi partilerde ve kitle örgütlerinde aktif
olarak görev ve sorumluluk üstlenip halkın, toplumun yararı ve ortak çıkarları doğrultusunda
mücadele edeceğini belirterek bu yolda halkla birlikte, özveriyle mücadele etme
iradesini ortaya koyup doğrudan, eylemli olarak siyasete katılanlara da
"halkçı-toplumcu siyasetçi" denilir.
"Halkçı-toplumcu siyaset"in öncüsü, halkçı siyasetin örgütlü gücü, sendikalar, dernekler, odalar ve en başta da siyasi partilerdir.
Halkın çıkarlarını savunduğunu
ilan ve iddia eden bu halkçı toplumcu çizgideki siyasi partiler, halk kitlelerinin desteğini alarak, seçimler yolu ile iktidara gelip, halka-topluma verdikleri çeşitli sözleri yerine getirmeyi, toplumdaki dengesizlikleri ve
eşitsizlikleri gidermeyi, bunun için de halkı, toplumu ikna edip
İnandırmak ve iktidara gelmeyi hedefler.
Halkçı-toplumcu siyaset halktan, toplumdan yana
tavır alarak, önce halkı mutlu etmek, refah düzeyini yükseltmek, halkın-toplumun sorunlarını çözmek, taleplerini yerine getirmek; başta ekonomi olmak üzere sosyal güvenlik, eğitim, sağlık, konut, ulaşım vb konularda, tercihlerini halktan, toplumdan yana kullanmak zorundadırlar.
Yoksa, inadırıcılıklarını
kaybedip, diğerlerinden
bir farkı olmadığı kanatini halkta bırakırlar, hayal kırıklığı ve hüsran yaratırlar.
Halkçı siyaset öncelikle gerçek demokrasiden, her alanda tam ve özgürlükçü demokrasiden yanadır.
Bunun en tipik, en iyi örneğini, en başta kendi iç yapısında ve kendi örgüt yapısında yansıtır.
Toplumda her türlü ayrımcılığa, her türlü dışlayıcılığa karşıdır.
Halkçı siyaset, en başta emekten tana bir tutum alır.
Etnikçilik ve dincilik gibi tercihleri olmaz, ancak haksızlığa uğrayanların her zaman, ayrımsız yanındadır.
Her koşulda da laikliğin yanında ve safındadır.
Halkçı-toplumcu siyaset, her iddiasında
tutarlı olmak zorundadır.
Halka verdiği sözden şaşmaz.
Halkçı siyaset, halkı aldatmaz.
Halkçı siyaset, halkı yanıltmaz.
Halkçı siyaset, barışçıdır.
Akıl ve bilimden yanadır.
Katılımcılıktan yanadır.
Çoğulculuktan yanadır.
Üretimden yanadır.
Toplumda hakkın, hukukun, adaletin
tarafındadır.
Halkçı siyaset, öncelikle yerel yönetimlerde, halkın çıkarlarını nasıl gözetip, halkçılığın gereklerini nasıl yerine getirdiğini göstermelidir.
Merkezi iktidar yolunda da güvenirlikleri konusunda, şimdiden halkı, toplumu ikna etmesini bilmelidir.
Halkçılık, halk için halkla birlikte siyaset ise, bu konuda ne yapıp edip, mutlaka halkı inandırmalıdır.
Bunun yolunu mutlaka bulmalıdır.
Bunun da başlıca şartı, tepeden tırnağa halkçı, halkçılaşmış yapı ve halkçı kadrolardır.