Sevgili öğrenciler, sizler kâh sabahın karanlığında evinizden çıkıp yollara düştünüz, kâh akşamın karanlığında evinizin yoluna koyuldunuz. Siz bazen başka okullarda dönüşümlü, bazen başka okullarla birlikte eğitim gördünüz. Buna rağmen elinizden geleni yaptığınıza ve aldığınız derslerde başarılı olmaya çalıştığınıza eminim. Umarım yetkili büyükleriniz de ders almışlardır.
Şimdi gelelim karnedeki kötü notlarınızı nasıl izah edeceğinize...
Karnenizi soranlara notlarım aslında daha yüksekti ama Mehmet Şimşek vergi kesintisi yaptı o yüzden düşük görünüyor deyin. İlk anda bocalasalar da ailenize ve yakınlarınıza bu söylediğiniz mantıklı gelecektir ve yadırgamayacaklardır. İlk şaşkınlığı atmalarına fırsat vermeden konuyu dağıtın notları unutturun. Eğer kardeşiniz falan varsa ve onların notları iyiyse onların notlarının baz etkisi nedeniyle yüksek gibi göründüğünü iddia edin kafaları iyice karışsın...
Sadece aileniz değil çok üstlerine vazifeymiş gibi başka akraba veya tanıdıklarınız da karnenizi sorabilir. Karne kelimesini duyduğunuzda “Ne karnesi yaa ekmek karnesi mi kaldı hangi devirdeyiz! CeHaPe döneminin kötü hatıraları onlar çok şükür herşey var. Raflar dolu raflar!”
Falan deyip hiç ara vermeden Amerika'da, İngiltere'de marketler bomboş vallahi biz yine iyiyiz falan diyerek topu yurtdışına atın...
Eğer o topu yurtdışından getiren olursa, bu kez okyanus ötesine gönderin...
Biz o öğretmenlere o notları kimin verdirdiğini çok iyi biliyoruz falan deyin. Bir üst akıldan, dış güçlerden falan bahsedin. Kimi kast ettiğiniz tam anlaşılmasın öğretmenleri mi, müdürü mü, Rotschild ailesini mi, hedef alıyorsunuz o derece muğlak bırakın...
Arada 15 Temmuz'da nasıl derslerini verdiysek önümüzdeki ders yılında da öyle derslerini vereceğiz falan diye meydan okuyun. Ders alması gereken tarafta değil, ders veren taraftaymış gibi davranın.
Resim Beden Müzik gibi derslerinizin notlarını ön plana çıkartın. Sanata yetenekliyim, spora yetenekliyim, din bilgisinde en yüksek notlardan biri benim gibi bahanelerle kendinizi başarılı gibi göstermeye çalışın. Asla başarısızlığı kabul etmeyin.
Sürekli başkalarını suçlayın. Abiniz ablanız varsa onları size kötü örnek olmakla, veya derslerinizde yardım etmemekle suçlayın. Arkadaşlarınızı kopya çekmekle, öğretmenlerinizi haksızlık etmekle, sınıf başkanından okul müdürüne herkesi suçlayın. Herkes kötü sadece siz iyiymiş gibi konuşun. Coğrafya'da coğrafi keşifler nedeniyle sömürgeci ülkeleri suçlayın. İngilizce'yi dış güçlerin oyunu olarak yaftalayın. Tarih dersini, bize tarihimizi yanlış öğretmişler diyerek itibarsızlaştırın.
Herkes kötü bir siz sütten çıkmış AK kaşıkmışsınız gibi davranın.
Belediyeyi suçlayın.
Hani bu belediye de hiç iş yapmıyor parkta yer yok Fırt'ta kuyruk çok falan deyin.
Sinekten ders çalışamadım sınavı nasıl kazanacağım falan diye belediyeyi suçlayın.
Hani herşey çok güzel olacaktı falan deyin...
Baktınız olmuyor.
Artık bu lafları kimse yemiyor.
Söyleyecek tek söz kalıyor.
Siz bu kardeşinizi sanayiye verin, kaportayla, motorla, şununla, bununla nasıl uğraşılır görün...
Öğrenci ve öğretmenlerimize güzel bir yaz tatili diliyorum.
