Gürdal ERGEN


KENDİMLE HESAPLAŞMA

2025 yılının son günleri…


2025 yılının son günleri…

Yeni yılın gelmesi eskisi kadar heyecanlandırmamaya başladı beni…

Yaş almanın olumsuz etkileri var üzerimde ve de beynimde…

                ‘Yeter’ demeyi aklımın ucundan bile geçirmiyorum, yok öyle bir düşüncem… 

                Edip Akbayramı’ın şarkısı geliyor aklıma; “Güzel günler göreceğiz çocuklar, güzel günler.”

                Umut kaplıyor tüm bedenimi, yaşıma aldırmıyor, çocuklaşıyorum…

                Sonra aklıma Abbas Sayar’ın bir kitabı geliyor; ‘Yılkı Atı’

                Ne denli güçlü işlemiş o romanının baş kahramanı, Yılkı Atı olan orta yaşlı Dorukısrak’ın duygularını, sel olup akıp giden yıllarını…

                “Anadolu’nun yoksul köylerinden birinde İbrahim tarlasıyla uğraşmaktadır. Bir gün zengin olmanın hayalleriyle uğraşıp dururken, gelecek olan kıştan da endişe ederek tedbirler almaya çalışır. İbrahim, at ile tay da beslemektedir. Dorukısrak isimli atının yılkıya salınması gerektiğini düşünür.

                …Dorukısrak’ı çiftlikten uzaklaştırmak ister. Dorukısrak’ın tayı vardır, gitmek istemez. Kardeşi ile birlikte onu gündüzleri taşlayarak uzaklaştırırlar. Ata eziyet ederler. İbrahim işe yaramadığını düşündüğü için ondan vazgeçmiştir.

                Dorukısrak geceleri köye iner, tayını sever, gündüzleri Mustafa ve Hasan’ın taşlamalarından kaçar. Dorukısrak iyice uzaklaşmak zorunda kalır. Dağlarda yeni atlar tanır. Arkadaşlıklar kurar. Farklı gruplara katılır. Köylü, Dorukısrak’a acır. İbrahim de pişman olmuştur. Atını arar durur.

Dorukısrak bazı köylüler tarafından bakılır, beslenir, sıcak tutulur. Tayını özler. Tek derdi tayına kavuşmak olur. Bu arada arkadaş grubundan bazı at arkadaşlarının öldüğünün haberini alır. Dağlar zorludur, çetindir, kış bastırmaktadır.

İbrahim, atını ararken, Dorukısrak çıka gelir. İbrahim, tayıyla onu buluşturur. Çok mutlu olurlar. İbrahim pişmanlığından Dorukısrak’a çok iyi bakar. Fakat Dorukısrak ve tayı kaçarlar. İbrahim’i istemezler. Yeni bir hayat kurarlar, çok mutlu olmak isterler. Sonunda mutluluğa kavuşurlar (mı?).”

Yılkı Atları, doğada özgür bir şekilde dolaşan yabanileşmiş atlardır. Bu atlar daha önceden bulundukları civardaki insanlar tarafından yaşlandıkları ve hizmetlerini tamamladıkları için doğaya salınmış olan atlardır.

Yılkı atlarına, kendisi terk edilmeyi istemediği halde bir nevi terk edilmiş at da denilebilir. 

Romanda Yılkı Atı Dorukısrak, yeni hayat kurarak mutluluğu yakalamak ister.

Kolay mıdır yeni bir hayat kurarak mutluluğu yaşamak!..

                Bazen benim de aklıma takılır, Yılkı Atı gibi olmak… Hani Nazım’ın dediği gibi; “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine!”

                Sonra emeğim geliyor aklıma… Sonra, kendisine; ‘Yaşlandı artık; kenara çekilsin,’ diyenlere yanıt veren Yılmaz Büyükerşen’in sözleri: “Akıl yaşta değil, baştadır. Ben belediyeyi ayağımla, kolumla yönetmiyorum; aklımla yönetiyorum.!..” (Behiç İstanbulluoğlu’nun yeni kitabı “Sessiz Kuşağın Sesi: Yılmaz Hoca” adlı kitabından alıntı.)

                Kendimle hesaplaşıyorum: Dorukısrak, yeni bir yaşam şekli belirleyerek mutluluğu yakalama peşindedir; oysa ben mutluluğu bulduğum yerde yine mutluluğu yakalayacağım. Uzaklaşarak değil, oraya buraya kapak atıp, sonra tekrar geriye dönerek ‘Kıymetli’ olmaya çalışmayacağım. Daha bir sokularak, ayaklarımla, kollarımla iş yaparak değil, aklımı kullanarak güzel şeyler yapmaya çalışacağım.

Ne diyor Şems: “Yıkamakla geçmeyen tek pislik kalplerde bağlanmış haset ve art niyettir.” 

Hoşça kalın, dost kalın!..

 

 

 

  • BIST 100

    14182,78%0,27
  • DOLAR

    42,79% 0,18
  • EURO

    50,18% 0,01
  • GRAM ALTIN

    5948,76% -0,10
  • Ç. ALTIN

    9607,06% 0,00
  • Cuma 11.5 ° / 3.2 ° false
  • Cumartesi 11.6 ° / 5 ° false
  • Pazar 12.4 ° / 6.3 ° false

Balıkesir

19.12.2025

  • İMSAK 06:47
  • GÜNEŞ 08:18
  • ÖĞLE 13:10
  • İKİNDİ 15:33
  • AKŞAM 17:53
  • YATSI 19:18