Gürdal ERGEN

Tarih: 12.07.2024 17:11

MESLEK ONUR NÖBETİ

Facebook Twitter Linked-in

Onur sözcüğü, kişinin kendine duyduğu saygı, değerler ve şeref anlamına gelmektedir. Kişi, önce kendisine, yaptığı işe saygı duymalıdır. Bir kişinin kendine saygısı yoksa, o kişinin bir başkasına saygı duyması olası değildir. 

                Öğretmenler, günlerdir bıkmadan, yılmadan 'Meslek Onur Nöbeti' tutuyor.

                Nedir amaçları? Ne istiyorlar?

                Diyorlar ki:

                "Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK)'na karşı sesimizi yükseltmek; öğretmenlik mesleğinin onurunu, saygınlığını ve geleceğini savunmak için, öğretmenlerin sadece adını taşıyan, ancak fikirlerini, taleplerini yok sayan, haklarını gasp eden ve Milli Eğitim Akademisi garabeti ve uzmanlık belgeleri olan diplomalarını geçersiz kılan düzenlemeye 'DUR' demek için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) yanındaki Milli Egemenlik Parkı'nda Öğretmenler Odası oluşturup meslek nöbetine başladık." 

                "TBMM'nin Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan ÖMK teklifi hakkında değerlendirme yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem ÖZBAY, şu açıklamalarda bulundu:

                Hayatları boyunca öğretmenler odasını görmemiş birçok milletvekili bizim mesleğimiz adına el kaldıracak. Bu kanun, bakanın da itiraf ettiği gibi Meclis'te değil Külliye koridorlarında hazırlandı. Burada bir 'Meslek Nöbeti'miz vardı. Eğitim-İş'in Öğretmenler Odası'nı kurduk. Gelin, öğretmenlerin taleplerini dinleyin, dedik. 5 gündür bir iktidar partisi milletvekili buraya gelip öğretmenleri dinlemedi. Şimdi de adı 'Öğretmenlik Meslek Kanunu' olan, ama aslında öğretmenlik mesleğini bitirme kanunu olan tasarı için el kaldıracaklar.

                Artık bu iktidar mensuplarının ve ortaklarının milletvekili iradesi kalmamıştır.  Meclis'in cumhuriyet ruhu kalmamıştır. Öğretmenlere yapılmak istenen şey, aslında cumhuriyete karşı yapılan eylemlerdir. O yüzden Meclis'e sırtımızı dönüyoruz, devrim yasalarının ve eğitim öğretim birliğinin ilan edildiği Birinci Meclis'e yürümek istiyoruz."

                Öğretmenler, 'Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı çıkıyorlar. Öğretmenler, öğretmenlik mesleğinin onurunu korumak için 'Meslek Onur Nöbeti' tutuyorlar.

                Bu direniş, bana yıllar önce 'Paralı Eğitime Hayır!' direnişini anımsattı.

                1991 Genel seçimlerinden sonra, Doğru Yol Partisi (DYP) ile Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) bir Koalisyon Hükümeti kurmuşlardı. Erdal İNÖNÜ (merhum), bu koalisyonun Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı görevini üstlenmişti.

                Milli Egemenlik Parkı'nda toplandık, Başbakan ile görüşüp 'Paralı Eğitime Hayır!' diyecektik. Polis, parkı çevirdi, bize bir sopa bir sopa; kaçmadık, tortop olup bekledik. Yanlış anımsamıyorsam Türk Polisi ilk kez bu direnişte 'Biber Gazı' kullandı. 

                Neyse, sesimizi duyan Başbakan Yardımcısı Erdal İNÖNÜ, TBMM'nin basamaklarından bize seslendi. Konuşmasını kesip 'Polis bizi dövüyor... Engel olun,' dedik. İNÖNÜ, o kendine özgü hitabıyla; "Buraya bir avuç öğretmen gelirseniz sizi döverler. On binlerce öğretmen olarak gelin, bakın o zaman size bir şey yapabilecekler mi?" dedi.

                Devrim yasalarının ve eğitim öğretim birliğinin ilan edildiği Birinci Meclis'e yürümek isteyen, ‘Meslek Onur Nöbeti’ tutan öğretmenlere (Mert Metin ALKAN'ın ünlü sözüyle) 'Bin Selam Olsun.'

                HAMİŞ: Bu yazıyı hazırlamamda bana yardımcı olan Susurluk Eğitim-İş Sendikası üyesi Tülay UÇAK öğretmenime çok teşekkür ediyorum.

                Hoşça kalın, dost kalın!..

                


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —