30 Ekim 1918'de imzalanan Ateşkes Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu için Birinci Dünya Savaşı'nı fiilen sona erdiren antlaşmadır. Mondros Mütarekesi'ni bir ateşkes antlaşmasından ziyade, Osmanlı egemenliğini ortadan kaldıran, ülkeyi işgale açık hale getiren ve bir imparatorluğun tasfiye sürecini başlatan bir teslimiyet belgesidir. Mondros bir yandan Osmanlı Devleti'nin sonunu hazırlarken, diğer yandan Türk milleti için bir varoluş mücadelesi olan Millî Mücadele'nin fitilini ateşleyen temel bir hareket olmaya başlıyordu.
1918 gelindiğinde, Birinci Dünya Savaşı'nın dördüncü yılı dolarken İttifak Devletleri bloğu çözülmenin eşiğindeydi. Osmanlı İmparatorluğu, birden fazla cephede dört yıl boyunca savaşarak insan ve kaynak bakımından tükenmişti. Özellikle güney cephelerinde yaşanan yenilgiler ve Bulgaristan'ın savaştan çekilmesiyle Almanya ile olan kara bağlantısının kopması, İstanbul'u barış aramaya mecbur bıraktı. Wilson İlkeleri'ne duyulan zayıf bir umutla İtilaf Devletleri ateşkes girişimlerine başladı. Antlaşma Bahriye Nazırı Rauf (Orbay) Bey, Amiral Calthorpe arasında antlaşma imzalandı.
Antlaşmanın ilk maddeleri, Osmanlı ordusunun derhal terhis edilmesini, donanmanın İtilaf Devletleri'ne teslimini ve tüm savaş gemilerinin belirlenen limanlarda gözetim altında tutulmasını öngörüyordu. Bu maddelerle imparatorluğun savunma mekanizması tamamen ortadan kaldırılıyor, ülke herhangi bir dış müdahaleye karşı savunmasız bırakılıyordu.
Madde 7: "İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakkına sahip olacaktır." Bu madde, son derece muğlak ve keyfi yorumlara açık bir ifadedir. "Güvenliklerini tehdit edecek bir durum" kavramının tanımı tamamen İtilaf Devletleri'nin takdirine bırakılmıştı. Bu madde, ilerleyen dönemde Anadolu'nun dört bir yanında gerçekleşecek olan işgallerin hukuki dayanağı olarak kullanılmıştır. İstanbul, İzmir, Adana, Antep ve Musul gibi stratejik şehirler bu maddeye dayanılarak işgal edilmiştir. 7. madde, Mondros'u bir ateşkes metni olmaktan çıkarıp bir işgal davetiyesine dönüştürmüştür.
Madde 24: "Altı vilayet (Vilâyat-ı Sitte) olarak adlandırılan yerlerde (Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Harput, Sivas) bir kargaşalık çıkması durumunda, İtilaf Devletleri bu vilayetlerin herhangi bir bölümünü işgal etme hakkını saklı tutar." Bu madde, Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurma projesinin bir parçası olarak tasarlanmıştı. Bölgede çıkabilecek en ufak bir karışıklık, İtilaf Devletleri'ne işgal hakkı tanıyacaktı.
Antlaşma, Toros tünellerinin, demiryollarının, limanların ve telgraf hatlarının kontrolünü de İtilaf Devletleri'ne veriyordu. Bu durum, devletin ülke içindeki iletişim ve ulaşım ağını tamamen felç etmiştir. Bir bölgeden diğerine haberleşme ve sevkiyat imkânsız hale gelmiş, bu da olası bir direniş hareketinin organize olmasını engelleme amacı gütmüştür.
Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının hemen ardından İtilaf donanması İstanbul'a demirlemiş ve fiili bir işgal başlamıştır. Antlaşmanın 7. maddesi bahane edilerek Anadolu'nun birçok stratejik noktası işgale uğramıştır. İstanbul Hükümeti, bu işgaller karşısında aciz ve teslimiyetçi bir politika izlemiştir. Hükümet, halka sükûnet çağrısı yaparak işgallerin geçici olduğunu söylemiştir.
Mondros, Osmanlı İmparatorluğu'nun hukuken olmasa da fiilen sona erdiğini tescilleyen bir belgeydi. Ancak bu karanlık tablo, aynı zamanda ulusal bir uyanışın da başlangıcı oldu. Mustafa Kemal Paşa'nın "Geldikleri gibi giderler" sözü, bu uyanışın sembolüydü. İşgallerin yarattığı haksızlık ve zulüm, yerel direniş hareketlerinin doğmasına yol açtı. Mondros'un dayattığı teslimiyet, Türk milletini kendi kaderini eline almaya ve Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlatmaya iten en temel sebep olmuştur.
Kaynakça
Akşin, Sina, İstanbul Hükümetleri ve Millî Mücadele, İş Bankası Yayınları
Jaeschke, Gotthard, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri, TTK Yayınları
Sonyel, Salahi R, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika, TTK Yayınları
Tansel, Selahattin, Mondros'tan Mudanya'ya Kadar, MEB Yayınları
Zürcher, Erik Jan, Modernleşen Türkiye'nin Tarihi, İletişim Yayınları