Usta şair Nazım Hikmet, eşine ithafen yazdığı “Saman Sarısı” şiirinde, yakın dostu olan ressam Abidin Dino’ya da şöyle seslenmiştir:
“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?”
Abidin Dino’nun bu soruya karşılık, aslında Amerikalı Ressam Dianne Dengel’ e ait olan, mutlu bir ailenin yatakta çocuklarla ve tavuklarla resmedildiği tabloyu , ya da şair Bahattin Gemici’nin, bu olaydan yıllar sonra "Abidin Dino’nun Nazım’a bir yanıtı olmalı” diye düşünüp yazdığı “Mutluluğun Resmi” adlı şiirini yakıştıranlar olsa da, maalesef Abidin Dino, ne mutluluğun şiirini yazmış, ne de resmini çizmiştir.
Çünkü mutluluk denen kavramın tek bir tabloya sığmayacağını, Abidin Dino da biliyordu.
Bu hayattan hepimizin beklentisi mutlu olmak. Ancak hayat devam ederken, türlü sorunlarla, zorluklarla mücadele ediyoruz. Yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, sağlık sorunları, iş yerinde yaşadığımız sorunlar, çocukların eğitimi falan derken, zaman akıp geçiyor.
Bizler ise, bu koşuşturmacanın içinde sürekli bir şeylere yetişmeye çalışırken, anı kaçırıyor, sonra da mutluluğu bulmak için, kaçırdığımız anların peşine düşüyoruz.
Oysa mutluluk çoğu zaman tek bir anda değil, hayata serpilen küçük ayrıntılarda saklıdır. Mutluluk, yaşadığımız küçük, huzurlu anların toplamıdır.
Biraz daha dikkatli bakarsak, mutluluğun resmini oluşturacak renkleri, etrafımızda bulabiliriz aslında.
Mutluluğun renkleri, sabah aceleyle evden çıkarken, “kendine dikkat et” cümlesini duyduğumuzda, uzun zamandır çalmayan bir telefonun ucundaki tanıdık sese kulak verdiğimizde, ilk defa bisiklete binen çocuğumuzun coşkusundaki anlardadır.
“Susurluk Üniversite Öğrencileri Derneği” bir öğrenciye daha burs verdiğinde, “Susurluklular Vakfı” bir yaşlının daha evine sıcak yemek sağladığında, bir hayvan sever daha, soğuktan donmak üzere olan bir kedi yavrusunu sahiplendiğinde, “Susurluk Engelliler Derneği” bir engelliye daha akülü araç verdiğinde;
Tüm bunlar gerçekleşirken de, dünyanın biraz daha yaşanılabilir olduğunu düşündüğümüzde, yapabiliriz mutluluğun resmini.
Özlediğimiz birinin sesini duyduğumuzda, yardıma ihtiyacı olan birinin karnı doyduğunda, bir can sokaktan kurtulduğunda, bir engelli hayata tutunduğunda, kalbimizle resmedebiliriz
