CHP bir kaç aydır kayyum tehdidi altında.
Bunun ilk denemesi geçen hafta İstanbul'da yapıldı.
İstanbul girişimi başarısız oldu çünkü büyük bir direniş ve akılcı hamlelerle teşebbüs püskürtüldü.
Genel merkez için ise dün mahkemeden kayyum kararı çıkması ihtimali vardı.
Ne yazık ki artık mahkemelerin üzerinde kamuoyu tepkisi önemli bir etken.
Trafik kazasında bile kamuoyu tepkisi olunca zanlılar için soruşturma farklı bir boyuta evrilebiliyor. O yüzden CHP önemli bir hamle yaparak Pazar günü Ankara'da büyük bir buluşma gerçekleştirdi.
Yıllardır bu miting gösteri ve eylemlere giden gelen biri olarak söyleyebilirim ki hem yapılış amacı olarak hem de toplanan kalabalık olarak tarihi bir buluşmaydı.
Yolda giderken aklımda MHP'nin yapılamayan kurultayı ve sonrasındaki gelişmeler vardı.
Yıllar önce alınan bir asliye hukuk mahkemesi kararıyla kurultaya giden MHP'lilerin önüne demir bariyerler çekilmiş kongre yaptırılmamıştı.
Sonrasındaki gelişmeleri biliyorsunuz...
MHP önce ikiye sonra 4-5 parçaya bölündü.
Şu an Cumhur ittifakının küçük ortağı konumunda!
Bugün çevrilen film önceki filmin devam filmidir İstanbul perasyonu da bunun fragmanıydı.
Ancak günümüz koşulları 8-9 yıl önce ile aynı değil.
Bir defa CHP seçmeni artık sadece CHP seçmeni değil!
Bugün CHP'ye oy veren seçmen sadece CHP'ye gönül verenler değil AKP gitsin isteyen toplumsal muhalefetin en sağından en soluna en muhafazakarından en liberaline geniş bir kesim.
Bu kesimi siz AKP yandaşı bir partide bir araya getiremezsiniz.
Kaldı ki CHP seçmenini de AKP ile aynı çizgiye sokamazsınız.
Sonuç olarak AKP'nin CHP'yi bölme veya kısmen kendi çizgisine çekme planı tutmaz.
Bu girişimi engellemek için de Ankara Tandoğan meydanındaydık.
Dönüşte ise şunu düşündüm.
Tandoğan'a defalarca mitinge gittim.
Bunlardan en büyük ve kalabalıkları kuşkusuz pazar günü yapılan CHP mitingi ve 2007'de ADD tarafından yapılan Cumhuriyet mitingiydi.
2007'de o miting yapıldığında doğan bir bebek bugün 18 yaşında ve ilk seçimde oy kullanacak. O gün o meydanda toplananların talebi Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olma sevdasına karşı çıkmak ve cumhuriyeti muhafaza etmekti.
Bugün ise Erdoğan'ın meşru demokratik seçimler yani sandık yoluyla gitmesini talep etmek için insanlar meydanlardaydı.
O yıllarda Erdoğan'ın demokrasi treninden gitmek istediği durağa geldiğinde ineceğini söyleyenler, yazanlar, konuşanlar, uyaranlar sizce haklı çıktı mı?