Gürdal ERGEN

Tarih: 13.09.2024 09:36

YA HU!..

Facebook Twitter Linked-in

Seslenme sözüdür ‘Ya Hu!..’

                Geçtiğimiz yıllardaki, tek kat bahçeli evleri düşünün; kocaman porta kapılı evleri...

                Zil yoktur o tür evlerin kapılarında... Bazılarında tunç tokmak vardı, vurduğunda çınlayan... Ama onlarda genellikle varsıl evlerin kapılarında bulunurdu.

                Öyle, kapı komşusunu bile tanımama zamanı daha gelmemişti.

                Tüm mahalleli birbirini tanır; saygı, sevgi gösterirdi birbirine... 

                Her mahallenin bir "Abi"si vardı; bileği kuvvetli, çatal yürekli... 

                Anamızın yaşıtları, 'Komşu annemiz', ablamızın yaşıtları 'komşu ablamız'dı.

                Var mı öyle komşu kızına bakmak?!. Herkes ayıplardı seni... Dedik ya!.. Komşu kızı ablamız, bacımız...

                Komşuluk ilişkileri de şimdiki gibi değildi o yıllarda... Komşunun acısı, her komşunun acısı; sevinci neşesi, her komşunun sevinci neşesiydi.

                Komşu komşuyu görmeden duramazdı. Tak, kapı 'ben geldim' demek vardı ama bahçe büyük; ev içerlek!.. Kapıya vurur sonra da bağırırdık; 'Ya Hu!..' Komşu öyle bir kez 'Ya Hu!..' demekle duymaz seni... Birkaç kez tekrarlayacaksın 'Ya Hu!..' diye.

                Kısacası, duyurmak için bağıracaksın birkaç kez; 'Ya Hu!..'

                Maide Suresi 32. Ayet:

                "İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Şüphesiz Peygamberimiz onlara sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık göstermektedirler.”

‘(Haksız yere) Kim bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş olur.’ Açık ve anlaşılır bir Ayet. Kim olursan ol, haksız yere bir cana kıyarsan bütün insanları öldürmüş gibi olursun. 

Zatın biri de adaletten bilgi saklıyor. Bu zat Narin kıyımı için; “Bildiklerimiz var ama aileye zarar gelmesin diye konuşmuyoruz,” diyerek olayı iyice karıştırıyor. Deyim yerindeyse işi Arap saçına çeviriyor. 

Aile değil, Türkiye Cumhuriyeti zara görüyor. En önemlisi de bu olayı, Narin’e kıyılmasını, kadın cinayeti olarak dar çerçevede göremeyiz. Bu olay toplumsal güvenlik ve toplumsal bir gelecektir. 

Kimse bu işi basitleştiremez. Eğer varsa herkes bildiğini söylemek zorundadır… Eğer olay çözülmediyse ve zamana yayılarak birileri korunuyorsa bu daha da vahimdir.

Haydi, hep birlikte bağıralım, çabuk duyulsun sesimiz: ‘YA HU!..”

Bakın ne diyor Aziz NESİN:

“AH ÇOCUK

…Öyle bir ağlasam / Öyle bir ağlasam ki çocuklar

Size hiç gözyaşı kalmasa…

Öyle bir aç kalsam, / Öyle bir aç kalsam ki çocuklar

Size hiç açlık kalmasa…

Öyle bir ölsem, / Öyle bir ölsem ki çocuklar

Size hiç ölüm kalmasa.

Hoşça kalın, dost kalın!..

                


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —