CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in dediği gibi "Bugün yapılanlar, 23 Mart pazar günü CHP'nin, cumhurbaşkanı adayını belirlemek için kuracağı sandığa ve yarının cumhurbaşkanına karşı bir darbe girişimidir."
Kanun diye kanun diye, kanun tepelendi.
İmamoğlu'nun önce diploması, açık açık hukuk dışı ve keyfi iptal edildi.
Sonra da gözaltı gerçekleştirildi.
Bugün söz konusu olan ise her yanından derin yaralar alan bağımsızlık ve yüzyıllık laik Cumhuriyet ile çağdaş uygarlık hedefi ve toplumun özgürlükçü demokrasi özlemi olunca bu durum, derin mi derin kaygı ve endişe kaynağı olmakta.
Bu durumda, gerçekten yurtsever ve de sosyal, siyasal anlamda demokrat olanlar!
Haktan, hukuktan, adaletten yana olanlar!
Dönülmez akşamın ufkuna varmadan, vakit çok geç olmadan, demokrasi için ses yükseltip ayağa kalkmaktır artık esas olan.
Dövünmek de sövünmek de nafiledir, beyhudedir artık.
Demokrasi aleyhine kritik eşiktir aşılan!
Ancak o kötü menzile varıldığında, geriye dönüş ve kolay çıkış yoktur oradan!
Şimdi seslenen, yüzyıllık Cumhuriyet, imdat içinde zincirli hürriyet, yerlerde süründürülen emek, yok hükmündeki hak, hukuk ve adalet.
Yüz yıl önce de kurtuluş için yola çıkan Mustafa Kemal hakkında tutuklama ve idam kararı verenler, kötü emelleri ile birlikte nasıl da yenilmiştiler.
Çünkü Mustafa Kemaller, dönüşü olmayan o yola çoktan girmiştiler.
Bugün Türkiye'nin Cumhurbaşkanı adayı ve yarının cumhurbaşkanı İmamoğlu'nun önünü kesmek için de kumpas üstüne kumpas ile hileli ve şikeli işlere girişildi.
Hak, hukuk ve adalet yerle bir edildi.
Bütün bunlar, akşamın alaca karanlığında, milletin gözüne baka baka, açık hukuksuzlukla yapılmakta ve adaletsizliğe karşı da öfke kabardıkça kabarmakta, artık kabına sığmamakta.
Bugün serbest siyasi faaliyetler, kişi hak ve özgürlükleri, basın-medya özgürlüğü ve düşünceyi ifade hakkı neredeyse kullanılamaz bir durum aldı.
Hakim siyasetle hem laiklikten hem demokrasiden ve hukuk devletinden gittikçe artık tam uzaklaşıldı.
Ülke kaynakları peşkeş çekilip, ırmağın yönü hep aynı yere akıtıldı.
Halk iliklerine kadar yoksullaştı, emek sömürüsü azgınlaştı.
Aş, iş ve hak talebi hep baskılandı, yok sayıldı.
Hak, hukuk, adalet kaldırıldı.
Hak arama yolları tıkandıkça tıkandı.
Bir yandan da iktidarda bulunanlar, kazanamasalar da ancak hep iktidarda kalmanın yollarını zorladıkça zorlamaktalar.
Sandıktan bile korkar durumdalar, kaçmaktalar.
Bütün bunların karşısında da parlamenter demokrasi, hak-hukuk-adalet ve hürriyet; iş-aş, toplumsal barış için CHP ile “Türkiye ittifakı” yer almakta.
Ülkenin önünde de en erkenden olması artık kaçınılmaz olan bir seçim bulunmakta.
Bu durumda, en gerçekçi, en geçerli ve de en isabetli yurttaşlık tutumu, her koşulda demokrasiden yana durmaktır.
Cumhuriyeti, hakı, hukuku, adaleti, zerresine kadar savunmaktır.
Bugün bunun siyasetteki şekil almış hali ise CHP ile “Türkiye ittifakı”dır.
Şahsi veya örgütsel siyasi çizgisi laik, demokratik parlamenter cumhuriyetle, adalet ve hürriyetle kesişen herkes için önümüzdeki seçim "kritik eşik"tir.
Bu kritik eşik başarıyla geçilemezse eğer, sonrası herkes için siyaseten “hiç”tir.
Hele de Cumhuriyet ve demokrasi için, en “dip”tir.
Bu durumda, aynı parti içinde, hangi sebeple olursa olsun, alışılmış bütün küçük hesaplar ve hesaplaşmalar için de aynı akıbet geçerlidir.
Bu nedenle, bütün CHP'liler için en başta bu demokrasiye karşı darbe girişimleri geçersizdir.
Yok hükmündedir.
Artık yetki de karar da milletindir.
Vakit çok geç olmadan, dönülmez akşamın ufkuna varmadan, ilk seçimlerde “Türkiye Demokrasi İttifakı” ile ülkenin önündeki en “kritik eşik” mutlaka başarı ile aşılmalıdır.
Bunun yedeği yoktur, ağır vebali vardır.
Hem de çok ağırdır, kaldırılamazdır, taşınamazdır.
Bu yolda ve bu aşamada, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ve yarının cumhurbaşkanı sayın Ekrem İmamoğlu için bütün CHP'liler, 23 Mart'ta, topyekun sandık başındadır.
Bu oylama "Adayımıza güveniyoruz, arkasındayız.
Hukuku ve demokrasiyi savunuyoruz." anlamındadır.
Bütün ayak oyunlarına, her türlü hile, şike, dolap ve kumpaslara karşı, başvurulmaya çalışılan her türlü hukuk dışı yollara karşı, bütün CHP'liler olarak, bir oy bile dışarıda bırakmadan, sayın İmamoğlu ile birlikte, dayanışma içinde, omuz omuzadır, yan yanadır, sırt sırtadır.
Bütün CHP'liler bu hunharca haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı İmamoğlu'nun yanında, meydan okumaktadır.
Bu oylama da bunun cümle aleme ilanıdır.
Bu durm ve koşullarda, bütün CHP'ler için görev, hasta, yaşlı, yorgun olsalar da sandığa koşmaktır.
23 Mart'ta tam zamanıdır.
Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini.
Yolumuz uzun.
Gençliğimiz var.
Heyecanımız yüksek.
Her şey çok güzel olacak.
İmamoğlu'nun mesajı:
"Millet büyüktür.
Dimdik ayakta olacağım.
Bütün milletim bilsin."
