Ergün AYDOĞAN


Gözler kör! Vicdanlar suskun!

İktidar olurken ‘’ülkeyi şirket’’ gibi yöneteceğiz denilerek kurulan ‘’Sistem’’e bakıldığında, bugüne nasıl geldikleri anlaşılacaktır.


İktidar olurken ‘’ülkeyi şirket’’ gibi yöneteceğiz denilerek kurulan ‘’Sistem’’e bakıldığında, bugüne nasıl geldikleri anlaşılacaktır. Seçimi kazanma aracı haline gelen belediye iştirakleri Erdoğan İBB Başkanı iken kuruldu. O gücün nasıl bir güç olduğunu en iyi Erdoğan bildiği için; İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır demiştir. Şimdi o güç CHP’nin eline geçince AKP, o gücü CHP’nin elinden almanın gayreti içinde. Ne yapmışlarsa karşı tarafı onunla suçluyorlar, yansıtmaya dayalı siyasal iletişim başarısı. Post-truth siyasetin, iletişimin alametifarikası; her neysen tersi olduğunu iddia et, her şeyi inkar et. Yalanın en büyüğünü söyle, tekrar et.

Kişi kendinden bilir işi! Yaptığı ve nasıl yapıldığını bildiği için rakibi yapmamış olsa bile yaptığını düşünecek, yapmakla suçlayacaktır! Çünkü kendisi yapmıştır!

Bizimde katıldığımız Beyoğlu mitinginde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ‘’Tayyip Erdoğan, İBB Başkanı iken iştiraklerden 24 asgari ücret tutarında, bugünkü parayla 500 bin TL huzur hakkı alıyordu. Ekrem İmamoğlu ne alıyordu? Sıfır. Hiç huzur hakkı almadı.’’

Özgür Özel’in açıklamalarının üzerinden günler geçti muhatabından herhangi bir açıklama olmadığı gibi, iktidar sözcülerinden de hiçbir açıklama gelmedi. Hiç konuşulmadı, yok sayıldı!

Ne mi oldu?

İktidarın sesi haline gelen konvansiyonel medyayı parselleyen gazeteci olmaktan çok iktidar sözcülüğüne soyunan sözde gazeteciler bırakınız eleştirel bir tek cümle kurmayı, alınan rakamın önemsizliğine vurgu yapan açıklamalar yaptılar.

Şimdi bir an için düşünün Ekrem İmamoğlu veya herhangi bir CHP’li belediye başkanı 24 asgari ücret karşılığı bugünün parasıyla 530 bin 496 TL huzur hakkı almış olsaydı kıyamet kopmaz mıydı? Vay ‘’yetim hakkı, milletin parası, kamunun kaynaklarını cebe indirmişler’’ demezler miydi?

Her gün televizyonlarda ahlak abidesi kesilerek ‘yetim hakkı, kamu kaynakları’ diyerek ahkam kesenlerden bir tek itiraz, bir tek eleştiri; vay be bu kadar da olmaz diyen birini duydunuz mu, duyamazsınız. Çünkü onların derdi ne ‘yetim hakkı’ ne de ‘kamu kaynakları’dır, onların derdi geldikleri konumu borçlu oldukları iktidar güçlerini ölümüne savunmak, iktidarla birlikte konforlu alanlarını muhafaza etmektir; aslında savundukları yozlaşmış çıkarlarıdır.

Gözler sadece varlıklarını borçlu oldukları rejimin karşısındaki, rejimin muhaliflerini görmek, onlara karşı mücadele etmek. Ve tabi ki varlıklarının devamı adına rejimi savunmak.

SERVET TRANSFERİ

İktidar varlığını sürdürmek için kurduğu talan ve paylaşım düzeniyle, inanılmaz bir servet transferi yaratmıştır. Büyük buhran dönemlerinde bile görülmeyen bir ekonomik kriz servet transferi için bilinçli ve planlıdır. Yoksulluk artarken, dolar milyonerleri artmaktadır. Gelir dağılımı adaletsizliği tarihin adaletsiz dönemidir.

AKP, iktidar olur olmaz başlattığı özelleştirmeler ve kamu ihaleleriyle yandaşlarına kaynak aktardı. İnşaat, enerji, sağlık sektörü ve savunma sanayi alanında kendine yakın şirketleri besledi, büyüttü. 2015’ten sonra ‘cebimizden tek bir kuruş çıkmayacak’ denilerek kamu-özel işbirliği projeleriyle (köprü, otoyol, havalimanı, şehir hastaneleri) milyarlarca dolar sınırlı sayıda şirkete dağıtıldı, oligarklar yaratıldı. Cebimizden tek bir kuruş çıkmayacak denilen hizmetlerden yararlandığımızda cebimizden oluk oluk paralar iktidar oligarklarına akmaktadır. Artık ülkenin verimli toprakları, madenleri, akarsuları ve havzaları, limanları, sahilleri talan edildi, ediliyor. Buna engel olabilecek siyasi yapı kalmadığı gibi, kamu kurumsal aklı da kalmamıştır.

Düşünün Yargıtay Çukurambar’daki AOÇ arazisinin ABD’ye satış kararını iptal ederek dosyanın görüşülmesi için tekrar geri gönderdi; dev ABD elçiliği inşa edileli çok oldu.

AKP’de önemli kararların altına imza atan Ali Babacan; günah çıkartıyor, keşke bu kadar özelleştireme yapmasaydık diyor!

Gözler kör, vicdanlar suskun!

Muhalefetin üzerine çöken anlayış iktidara gelince sus pus! Ahlak, ilke, tutarlılık hikaye; kendisi veya savunduğu odaklara serbest olan her şey, muhalefet için büyük suç oluşturuyor.

 

Suç örgütü lideri olarak ilan edilen Aziz İhsan Aktaş’ın aldığı 594 ihalenin 121 CHP’li belediyelerden, 473’ü AKP’li belediyeler ve kamu kurumlarından. Adı geçen kişiye selam veren CHP’liler tutuklu, iş yapan AKP’li belediyeler ve kurumlar pirüpak! Onların kurduğu ilişki, verdiği ihale, aldıkları makam araçları veya seçim yardımları hiç konu olmuyor.

Tıpkı daha önce topluma hiçbir izahat vermeden istifaya zorlanan AKP’li belediyelerde olduğu gibi. Hiç kimse de çıkıp bu belediyeler neden istifaya zorlandı; yasa dışı iş mi yaptı, yolsuzluk mu yaptı, kamu kaynaklarını çarçur mu etti diye sormadı, soramadı. Gerekçe gösterilen metal yorgunluğu sadece birkaç belediye başkanı için mi geçerli.

Çünkü yukarıdaki irade öyle emretti…

 

 

  • BIST 100

    11012,12%-0,33
  • DOLAR

    41,56% 0,00
  • EURO

    48,80% 0,02
  • GRAM ALTIN

    5162,26% 0,06
  • Ç. ALTIN

    8356,45% 0,00
  • Çarşamba 24.3 ° / 11.4 ° Güneşli
  • Perşembe 25.2 ° / 10.5 ° Güneşli
  • Cuma 22.6 ° / 13 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

01.10.2025

  • İMSAK 05:35
  • GÜNEŞ 06:58
  • ÖĞLE 13:03
  • İKİNDİ 16:22
  • AKŞAM 18:59
  • YATSI 20:16