Ülkemizde trafiğe kayıtlı araç sayısı 25 milyona yakındır.
Bu ballı lokmayı Alman, İngiliz şirketleri ve birlikte Doğuş Grubu, birlikte paylaşmaktadır.
TüvTürk'ün ülkede 200’ü aşkın muayene istasyonu bulunmaktadır.
Aynı şirket, ayrıca egzoz gazı emisyon ölçümü de yapmaktadır.
Muayene süresi geçirilen araç için muayene ücreti ile birlikte gecikilen her ay ve kusurlar için %5 oranında zamlı olarak alınmaktadır.
Örneğin, muayene süresi bir yıl gecikmişse yüzde 60, üç yıl geçmişse yüzde 180 oranında hesaplanan zam, ücretin aslı ile birlikte ödenmek zorundadır.
Son 15 yılda araç muayene ücreti yüzde 500 oranın da zamlanmıştır.
Araç muayene işleri, 2005 Yılı’nda, bu iktidar tarafından özelleştirildi.
“Tekel” olarak kalacaktıysa, kamunun elinden alınıp neden özel tekele verildi?
Araç sahibi yurttaşlar, neden bu “özel tekel”in insafına terk edildi.
Özellikle orta ve altı sınıftan araç sahipleri, yıllardır bu durumdan olumsuz etkilendi.
Halen de etkilenmektedir; çünkü sabit gelirlilere, büyük bir yük bindirilmektedir.
Bu “özel tekelci” yapıya, araç sahipleri sömürtülmektedir.
İktidarca, bu sömürüye, göz göre göre izin verilmektedir.
Yani belli ki her şey, iktidarın izni ve bilgisi dahilindedir ve bu halen de böyle devam etmektedir.
Araç muayene işinde bütün Türkiye’de “tekel” olan TüvTürk, her yıl yüksek artışlarla fahiş fiyatlar belirlemektedir.
Araç sahipleri de sert tepkilerini dile getirmektedir fakat dinleyen kimdir?
Bu yıl, araç sahipleri egzoz ve emisyon ölçümleri için 368 Tl ödeyecektir.
Otobüs, kamyon, çekici ve tankerler için 3 bin 544 Tl, otomobil, minibüs, kamyonet, özel amaçlı taşıt, arazi taşıtı, römork ve yarı römorklar için 2 bin 620 Tl, traktör, motosiklet ve motorlu bisikletler için de 1.335 Tl ödenmektedir.
Yani araç muayenede, adeta bir soygun gibi sömürü devam etmektedir.
Kısa bir süre öncesine kadar araç muayene ücreti hep nakit peşin alınırken, şimdi kredi kartı ile de ödemelerde yaklaşık 10 lira da komisyon kesilmektedir.
Oysa Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası’nın 17. Maddesi gereği, kredi kartlı ödemelerden komisyon talep edilememektedir.
Bu uygulama hukuka kesinlikle uygun değildir.
TüvTürk, fahiş fiyatlarla bu araç muayenesi işinden adeta para keserken, nasıl oluyor da, zarar ettiği gerekçesiyle, devlete olan vergi borcu da defalarca silinmektedir.
TÜVTÜRK, yıllık olarak toplam ne kadar gelir beyan etmiştir?
Yasa gereği, her muayeneden aldığı bedelin ne kadarı devlete gelir olarak kaydedilmektedir?
2005 yılından, 2021 yılına kadar hazineye aktardığı gelir, toplamda nedir?
Kredi kartlı ödemelerden yasal olmayan komisyon alınmasına
neden izin verilmektedir?
8-10 dakikalık bir muayeneyle, araç başına alınan bu kadar yüksek ücret akla, vicdana ve vatandaşın gelir düzeyine uygun bir iş midir?
Araç muayene işinde bir “tekel” olan TÜVTÜRK' ün devlete neden vergi borcu vardır ve bu borç neden her seferinde silinmektedir? sorularını muhalefet, iktidara TBMM’de defalarca sorduğu halde, hiçbir yanıt verilmemektedir?
İktidar, muhalefet belediyelerinin SGK borçları için haksızca haciz işletirken, kayırılan özel şirketlerin SGK borçları için ise hem haciz yok hem de vergi borçları silinmektedir.
Yurttaş, medya üzerinden, isyanını dile getirmektedir. 8-10 dakikalık muayene için alınan parayı, bir “soygun” olarak ifade etmektedir.
Bakım, onarım, parça, yağ ve su değişme olmamasına rağmen alınan bu afaki ücrete isyan etmektedir.
Rekabetsiz olarak haksız kazanç elde edildiğini belirtmektedir.
Bu haksız ve yüksek ücretin düşürülmesini talep etmektedir.
“Bu vurguna dur denilmelidir.” diyen yurttaş “Bir özel hastanede profesöre muayene olunsa, bu kadar para ödenmez.” diyerek, soruna derhal bir çözüm bulunmasını istemektedir.
Araçları gelişigüzel muayene edildiği halde, en küçük bir eksiklikte sorun çıkarılıp azarlanarak, kaba yaklaşımlarla, sabırlarının taştığı ifade edilmektedir.
Muayene için TÜVTÜRK önünde uzun kuyruklar da oluştuğunu belirten yurttaşlar, sırasını bekleyenlerin saatlerce sıcağın veya soğuğun altında beklemek zorunda kaldıklarını, bir çay-kahve ya da bir su bile verilmediğinden şikayet etmektedir.
Hizmet anlayışı ve müşteri memnuniyeti sıfır, denilmektedir.
Nasıl olsa “tekel” olduklarından, yurttaşa “mahkum muamelesi” gösterildiği belirtilmektedir.
Araç muayene ücretini, Ulaştırma-Alt Yapı Bakanlığı eliyle iktidar belirlemektedir.
Muayenede yapılan sadece rutin bir kontrol olduğu halde, alınan ücret ise çok çok yüksektir.
Aracın vergi, sigorta, kasko ve birçok gider ile yurttaşa yükünün çok ağır olduğu kesindir.
Daha uygun bir tarife belirlenip, yarı yarıya düşürülmelidir.
3 yaşında, hiçbir kusuru olmayıp, garantisi de süren otomobilinin ilk muayenesini ve egzoz emisyonu ölçümünü 1 ay gecikmeli olarak yaptırtan bir yurttaş, 10 dakikada şipşak yapılan iş için haksız para alındıgını ifade etmektedir.
“1 aylık gecikme "faizi" yüzde 7-8'dir.
Pes!” diyerek, isyanını dile getirmektedir.
Garantisi devam eden, periyodik bakımları düzenli olarak yaptırılan bir araçtan bu kadar para alınması hukuka, ticaret ahlakına, etik değerlere aykırı değil midir?
Gelinen noktada “araç muayene” konusu, adeta "gizli-açık bir soygun" gibidir.
Bu haliyle çok "çetrefillidir" ve yurttaşı da canından iyice bezdirmiştir.
Sorumluluk iktidarın üzerindedir.
Bir an önce çözülmelidir.
Sahi, bu araç muayene işi
"NE İŞTİR?!"
Aşık Mahsuni'nin dediği gibi:
"Milletin sırtından soyan soyana, doyan doyana!..."