Cemil Yavuz

Tarih: 31.01.2025 09:36

BİRİNCİ GÖREV

Facebook Twitter Linked-in

Uzun bir süredir, ülkenin ve milletin içinde bulunduğu ekonomik, toplumsal, siyasal durum ve koşullar altında, her şeyden önce ve de en başta gelen birinci görev nedir?

 

Birinci görev, Atatürk'ten emanet bağımsızlık,

laik-demokratik Cumhuriyet, çağdaş kazanımlar, temel hak ve özgürlükler, yurttaşlık onuru ve ulusal birliğimizi, yeniden kazanmak, yeniden kurmak,

savunmak ve

korumaktır.

 

Her şeyden önce, içeride, gereğinden fazla ve orantısızca iç rekabet hesapları derdinde olmamak, kuşun kanadının suya

değip değmediği,

meleklerin cinsiyeti,

armudun sapı, üzümün çöpü ile orantısızca ve lüzumsuzca

meşgul olmamaktır.

Arabayı atın önüne koymamaktır.

Dava büyüktür, ortadadır ve

tehlike açıktır.

 

Kazanılan bağımsızlık, Cumhuriyetin kuruluş temelleri ve ilkeleri, bütün çağdaş kazanımlar, laik toplum ve yaşam tarzı, tartışmasız ve tereddütsüz,

vazgeçilmezimizdir.

Varlığımızın ve geleceğimizin yegane temeli budur.

Bu temel, bütün ulusumuz için, hepimiz için, her birimiz için, tek ve temel vazgeçilmezimizdir.

Bizi bu temelden mahrum etmek isteyen, iç ve dış güçler hep bulunmaktadır ve vardır.

 

Kurtuluş Savaşımız ile kazanılan bağımsızlık ve bir devrimle kurulan Atatürk Cumhuriyeti'ni yeniden kazanmak ve savunmak mecburiyetine düşüldüğünde;

Atatürk'ün büyük o söylevinde seslendiği gibi:

 

"Yurttaş olarak,

yurtseverlik adına, vazifeye atılmak için, içinde bulunulan durumların zorlukları asla düşünülmemeli.

Bağımsızlık ve cumhuriyetimize kastedenler, her zaman, çok güçlü gibi görünebilirler.

Cebren ve hile ile cumhuriyetin bütün kalelerini zaptetmiş gibi olabilirler.

Daha da vahim olanı, iktidar sahipleri gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde de bulunabilirler.

Hatta, şahsi menfaatlerini, her şeyin üstünde de tutabilirler.

Millet, halk, toplum, umutsuzluk ve çaresizlik içinde bitkin düşmüş de olabilir.

 

İşte;

Bu durum ve koşullar altında dahi vazife; anayasal ve demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanarak ülkemizi, bağımsızlık ve Cumhuriyetimizi,

özgürlükçü demokrasiyi, hakkı, hukuku, adaleti savunmak ve yeniden kazanmaktır.

Bu yolda ve bunun için en gerçekçi yol, Türkiye Cumhuriyetini ve demokrasiyi kuran Cumhuriyet Halk Partisi başta olmak üzere laik Cumhuriyet, parlamenter demokrasi ve ulusal birlikten, basın özgürlüğü, düşünce ve ifade hakkından, hak, hukuk ve adaletten yana olan bütün demokrat yapıların ve yurttaşların yan yana, bir arada durmasıdır.

İlk ve en erken bir seçimde, iktidarı değiştirmesidir.

 

Bunun için de yurdunu, ulusunu seven, laik demokratik cumhuriyetten, hukuk ve adaletten yana olan her yurttaşın da öncelikle bu bilinci taşıması, birinci görevdir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —