12 Adaları 1912’de verdik… Nerde mi? Lozan şehrinin Ouchy semtinde.
Şu, Lozan’da adaları verdik deyip “Oku!” emrinden uzak güruh meydanlarda, “Lozanda verdik”e inandırıldı.
Osmanlı Devleti bugün12 Adalar olarak bilinen adaları İtalya’ya bırakıyor. Sene 1912, Uşi Anlaşması’dır bu adını ettiğimiz anlaşma. İtalya’ya bırakıyor fakat geçici olarak. Anlaşma şartlarına uyulduğu takdirde adalar tekrar Osmanlı Devleti’ne geri verilecek. Fakat şartlara uyum sağlanmıyor. Bu yüzden 3 yıl sonra yani 1915’te Londra’da bu konu gündeme geliyor ve Londra Paktı denilen anlaşmada bu adaların tamamı İtalya’ya bırakılıyor. Bakınız, itiraz eden hiçbir padişah yok. Hiçbir sultan yok. Adaları İtalya’ya bırakmakla kalmıyorlar, aynı sene bir de Çanakkale Boğazı’na dayanıyorlar ve Çanakkale Savaşı’nı yapıyoruz.
Yani 12 Adalar önce Uşi’de, sonra da 1915’te Londra’da İtalya’ya verilmiştir.
Osmanlı temsilcilerinden biri Rumbeyoğlu Fahreddin Bey’dir. Bu adam kim mi? Türk milleti, milli mücadele verirken, Kuvayı Milliye’yi kurmuşken, bu adam Kuvayı Milliye’nin karşısına Damat Ferit’in kurduğu Kuvayı İnzibatiye ile çıkan adamdır ve Yunan ordusunun yanında olmuştur. Savaş kazanılınca sürgün edilenlerin arasında yer almıştır. 12 Adaları İtalya’ya bırakan heyetin içerisinde de bu adam vardı.
Şimdi asıl olaya gelelim…Uşi Anlaşması’nın ismini aldığı Uşi, Lozan şehrinin bir semtidir. Bu yüzden1912’de imzalanmış olan Uşi Anlaşması, İtalyan tarihinde Lozan anlaşması olarak geçer. Fakat bizim bildiğimiz yani 1923’te imzalanan Lozan Barışı ile bu anlaşma birbirine karıştırılmasın diye bu anlaşmaya Uşi denmiştir.
İşte arkadaşlar sahte kiralık tarihçiler, yani Kadir Mısıroğlu, Armağan ve çetesi bu durumdan faydalanıyorlar ve ’12 Adaların Lozan Anlaşması’nda gittiğini söylüyorlar.
Halbuki o Lozan başka, bu Lozan başka. Ne yazık ki bunu bütün millete yutturdular ve böylece milletimizi Lozan Barışı’na düşman ettiler.
*Bizim bildiğimiz Lozan Anlaşması’nda ise bilakis Ege’de birçok ada Türkiye’ye geçmiştir.*
Türkiye’ye Lozan Anlaşması ile geçen bu adalar ise, son 10 yılda Yunanistan’a bırakılmıştır.
Bugün Yunan papazlarının mangal yaptığı Ege adaları, uluslararası anlaşmaya göre halen daha Türklerindir.
Umulur ki bol bol paylaşılır, gruplara atılır, milletimiz bilgilendirilir…
Yusuf HALAÇOĞLU”
Zorlanıyoruz… Araştırmak, okumak bile zor geliyor artık.
Susurluk’ta düne değin birkaç yerde günlük gazete satışı yapılırdı; azaldı 2’ye düştü gazete satılan yerlerin sayısı…
“Oku” emrinden uzak bir insan topluluğu oluşturmayı başardık.
Sorgulamıyoruz, ama acımasızca eleştiriyoruz.
Bir kez oturup da bir bardak çay içmediğimiz insanı, sanki yıllar önceden tanıyormuşuz gibi eleştiriyor, hakkında fikir yürütüyoruz.
Zor geliyor, araştırmak, soruşturmak!..
“O öyle dedi. Ben de inandım” deyip çıkıyoruz işin içinden. Oysa o denli çok çıkarcı, yalancı türedi ki!..
Bir de tanıdığın vardır, ya da tanıdığını sandığın, güvendiğin; yalan söyledikten sonra gözlerinin içine bakarak davudi sesi ile “elbette öyle, ben de varım” diyenler yok mu?!.
Bu tür insanların bazıları topuklayarak kaçarlar; bazıları ise kaçacak yerleri bile kalmamıştır, pusarlar!.. Terbiyesizleri de vardır, çıkar konuşurlar; atarlar!..
Aman ha!.. Sakın inanmayın, aldanmayın.
Kandırılıyorsunuz… Doğrusu bu!..
Hoşça kalın, dost kalın!..
