Olur şey değil.
Olacak şey de değil.
Ama bu ülkede oldu.
Önce bir "ahmaklık" uydurması ile koca İstanbul'un üst üste üçüncü kez belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu'ndan, seçimle kazandığı İstanbul'u geri almak için çorap örülmeye çalışıldı, çalışıldı fakat olmadı.
Millet bunu yutmadı.
Sonrasında da asıl davaları, Türkiye'nin cumhurbaşkanı olması milletçe beklenen Ekrem İmamoğlu'ndan tam kurtulmaktı!
Millet yutar mı?
Tabi ki yutmadı.
En sonuncusunda da adeta "Sen neden üniversite bitirdin?" sorusu sorulmakta!
Araştırma üstüne araştırma!
Soruşturma üstüne soruşturma!
Dava üstüne dava...
Bu ne ya!
Aslında bu yapılanlarla, İmamoğlu'nun şahsında, tekrar tekrar, üst üste üç kere sandıkta iradesini ortaya koyan milyonlarca İstanbullu'nun o iradesi yargılanmaktadır.
Mademki "İstanbul Türkiye demektir, o halde bütün Türkiye'nin, milletin iradesi" yargılanmaktadır.
Oysa millet iradesi yargılanamaz.
Yargılamaya yeltenenleri, millet-halk yargılar.
Bunlar,
Yirmi iki yıldır, kafalarındaki bütün rövanşları neredeyse cebren ve hile ile öyle böyle aldılar.
Şimdi de bütün kamu gücünü kullanarak daha da almaya çalışmaktalar.
Bu rövanşın ezeli ve ebedi olanı, 1923 Atatürk Cumhuriyeti olsa da şimdilerde hedefte hem ülkenin, hatta dünyanın en büyük kenti, İstanbul'un yaman mı yaman, sevilen, sempatik ve örnek halkçı belediye başkanı ve hem de Türkiye'nin cumhurbaşkanı adayı hatta olası cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu adı!
Ama yemezler!
Ona "Yemez ve yedirmez, Türkiye'nin en güçlü hatta tek güçlü cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu" derler.
Millet, hukuku arkadan dolanan her türlü ayak oyununun farkındadır.
Tırı vırı bir "ahmak" sözü üzerinden başlayıp, İmamoğlu'na olanca şike ve tertip ile onlarca akıl almaz planlar kurmaları, 22 yıllık bir iktidarın aslında, hukuk, adalet ve siyaset karşısındaki sefaletidir.
Yazık ki 22 yılı iktidarda geçirenler, bu işlere de tenezzül edilebilmekteler.
Çok açık ve çok belli ki iktidar her yola başvurup, iyice "gemi azıya almış" görünmektedir.
Ancak bilememekte ve görememektedirler ki bütün bu amansız saldırılar karşısında İmamoğlu, 16 milyon İstanbul halkı ile birlikte artık bütün milletin vicdanında ve yüreğindedir.
Cumhuriyetin kurucu partisi CHP'nin ve milletin de güvencesindedir.
Ekrem İmamoğlu büyük lokmadır, yutmaya çalışanların boğazınıza takılır kalır, millet yüreğindekini, kimselere yedirmez.
Kurulan tuzakları yerle bir edip, artık milyonların kalbinde yer eden, İstanbul'un sevgili başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nu hedef alan yeni yeni tuzaklar, milletin vicdanında elbet yerle bir edilir.
Sevgili İmamoğlu, büyük hileler, tertipler, adaletsizlikler ve türlü türlü akıl almaz, ahlak tanımaz kuşatmalar karşısında, elbette halkın yüreğinde her gün yeniden, bir güneş gibi doğmaktadır.
Millet, bütün vicdanı ve yüreğiyle, sevgili başkan ve cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu'nun birlik, bütünlük içinde, büyük dayanışma ile sonuna kadar yanındadır, arkasındadır.
Gençliği var, cesareti var, heyecanı yüksek.
Halk iradesine yönelik bir tanımamazlık ve apaçık hukuksuzluk, haksızlık ve adaletsizlik karşısında, Türkiye'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun sonuna kadar yanındadır, arkasındadır.
Müdafa i Hukuk tavrında, omuz omuzadır.
İmamoğlu artık oldu, milletin oğlu.
Milletin oğlu, İmamoğlu.
Cumhurbaşkanlığıdır yolu.
23 Martta bütün Türkiye'de CHP'nin bütün kayıtlı üyeleri, sandık başına gidecektir.
Kullanacakları her bir oy ile cumhurbaşkanı adayları İmamoğlu'na güvenlerini ifade edip arkasında durduklarını ifade edeceklerdir.
Bunu da kullanacakları oyları ile cümle aleme ilan edeceklerdir.
İktidar ve uzantılarına istismar malzemesi vermeyeceklerdir.
Yaşlı, genç, hasta, yorgun, iş-güç demeden, başka herhangi bir özür, bahane öne sürmeden, birlik içinde, dayanışma ile sandığa giderek, güçlü iradelerini göstereceklerdir.
İmamoğlu ile yan yana, omuz omuza, hukuku savunmaya...
Her şey, elbette çok güzel olacaktır.
