Kent Lokantası büyük bir hizmet.
Geçen yerel seçimin lokomotif projesiydi.
İstanbul'da başlayıp tüm yurda yayıldı çok uzatmayacağım zaten bilmeyeniniz yokur.
Gazetemiz Beşeylül, İlçe Başkanımızın açıklamasını Susurluk'a da açılacak şeklinde manşet atınca bir beklenti oluştu. Vatandaş elbette haklı olarak bu güzel hizmetten yararlanmak isteyecektir.
Ancak benim konuya bakış açım biraz farklı.
Kent Lokantaları öğrenciler başta olmak üzere dar gelirli eya yemek yama imkanı olmayan vatandalarımız için uygun, sağlıklı ve kaliteli yemek imkanı sunuyor.
Ancak bu tarz projeleri tabiri caizse kopyala yapıştır mantığı ile her yerde kopyalamak bazen aynı amaca hizmet etmeyebilir.
2 ay kadar önce şehir dışında katıldığım bir toplantıya verilen arada, Bursa'dan bir meclis üyesi ile sohbet esnasında bana ilçemizdeki Halk Ekmek fiyatını sordu. Bilmiyorum deyince bir sessizlik oldu. Açıklama ihtiyacı hissettim. Halk ekmeğin dar gelirli vatandaşlarımıza destek amaçlı kısıtlı miktarda üretim yaptığını fazla üretimin ilçemizdeki fırıncıları sıkıntıya sokacağını kısıtlı sayıda üretildiği için ekmeğimi halk ekmekten almadığımı söyledim. Çünkü benim aldığım bir ekmeğin oradan ekmek almaya gelen bir vatandaşımızın ekmek yok denilerek geri çevrilmesine sebep olacağının bilincindeyim. Oysa yaklaşık bir ay önce Uygar'ı okula bıraktım dükkana dönüyorum. Kırsal mahallemizde oturan ve hali vakti gayet yerinde bir tanıdığım iki elinde ikişer torba dolusu halk ekmekle özel otomobiline biniyordu. E hal böyleyken yarın Kent Lokantası açılınca önünde kim kuyruğa girecek tahmin etmek zor değil.
Bence Susurluk ölçeğindeki küçük ilçelerde bu tarz hizmetleri yaparken yerel esnafı da koruyacak, gözetecek şekilde planlama yapılmalı. Örneğin açılacaksa Sultaniye gibi dar gelirli vatandaşlarımızın daha yoğun yaşadığı veya Karşıyaka gibi ileri yaş vatandaşlarımızın oranının fazla olduğu muhitler seçilmeli.
Aslında başta da söyledim bu hizmetleri kopyala yapıştur mantığıyla çoğaltmak her zaman faydalı olmuyor. Özgün işler ve projeler başlatmak, fark yaratmak önemli.
Susurluk yaş ortalaması git gide artan bir ilçe. Genç ve orta yaşlı nüfus gerek iş gereklilikleri gerekse çocukların okulları gibi sebeplerle başka şehirlere taşınmak zorunda kalıyor.
Pek çoğu da anne babalarını Susurluk'a emanet edip gidiyor. Tabi akıllarını da burada bırakarak.
Bu yaş almış büyüklerimizin bir kısmı eşini kaybetmiş kendi yemek yapmayı bilmiyor. Bir kısmı sağlığını kaybetmiş yemek yapacak gücü kuvveti yok. Yemek deyip geçmeyin yemeklik ürünlerin alınıp getirilmesi ayıklanması temizlenmesi pişirilmesi tüketilmesi kalan atıkların bertaraf edilmesi başlı başına bir organizasyon işidir. Yarı felçli veya yürüme güçlüğü, ayakta durma güçlüğü çeken insanların bunu organize edebilmesi çok güç. Eksik olmasınlar Susurluklular Vakfı bu durumda çok sayıda yaş almış büyüğümüzün yemek ihtiyacını karşılıyor. Ancak Vakıf ihtiyaç sahibi yani dar gelirli insanlarımız için var. Gelir durumu iyi olup vakıftan evine yiyecek gelmesini “Konu komşu ne der?” diyerek istemeyen insanlarımız ne olacak? Her gün evlerinden çıkıp karda kışta veya yazın sıcağında lokantaya gidip yemek yemek zorunda olan, veya eş dost komşu bir kap sıcak yemek getirsin diye bekleyen büyüklerimiz?
Belediye olarak makul bir ücret karşılığında her gün öğlen 2 öğün sıcak yemeği yaş almış büyüklerimizin kapısına götürsek. Onların kapısını çalsak hallerini hatırlarını sorsak. Uzaklara gönderdikleri veya ebediyete uğurladıkları çocuklarının yokluğunu bir nebze doldursak.
Hatta sağlık durumlarına göre tansiyon hastalarına az tuzlu, kolestrol hastalarına az yağlı özel menüler çıkartsak. Bence ilçemiz özelinde Kent Lokantasından çok daha büyük bir ihtiyacı doldururuz. Üstelik en büyük memnuniyette annem babam bugün ne yedi diye düşünen, uzaklardaki çocuklarından gelir. Sizce de bu daha büyük bir ihtiyaç değil mi?