Cumhuriyet Halk Partimizin yeni kampanyası çok tartışıldı.
Hem boğucu gündemden biraz uzaklaşalım hem de güncel gelişmeler hakkında fikirlerimizi tartışalım. Gözlemlediğim kadarıyla “Kırmızı Kart” kampanyasının bu kadar tartışılma sebebi seçmen beklentisinin bunun çok ötesinde olmasıydı. İktidar 4 koldan saldırırken, tutuklamalar, kayyum atamaları, yasaklar havada uçuşurken Kırmızı Kart göstermek seçmen beklentisini yeterince karşılamadı. Bunun sebebi ülkemizde çok ileri bilinçte bir seçmen kitlesinin olması.
Geçen yıl yerel seçimlerde ittifak tartışmaları yapılırken yazdığım yazının sonunu şöyle bitirmiştim:“Dediğim gibi seçmen partilerin çok ilerisinde bir siyasi bilince sahip. İttifak yukarıda kurulmasa bile hangi partinin adayı güçlüyse oraya yönelir ve oyunu verir.
Partiler ittifak yapsın veya yapmasın sandık ittifakı kurulur!”
Bakınız: 24112023 tarihli Beşeylül Gazetesi köşe yazım!
Seçmen bugün CHP'den çok daha sert bir muhalefet bekliyor. İktidarın toplumun her kesimine yaptığı baskıya karşı direnişin öncü gücü olmasını bekliyor. Bunu karşılayamadığı yerde de eleştiriyor. Bu tabloyu çok doğru okumalıyız.
Ancak şunu da göz ardı etmemeliyiz.
Seçmenin tümü bu bilinç ve sertlikte değil. 10 yıl öncesinden bir örnekle açıklayayım.
2015 yılı 7 Haziran seçimlerine bir kaç ay var. Partimiz CHP, “Milletçe Alkışlıyoruz” diye bir kampanya başlattı. Partililerimiz, Milletvekili adaylarımız sokaklarda alkış tutarak gezdiler ve vatandaştan oy istediler. Şimdi yapsak millet bizi sopayla kovalar o gün seçimlerde rekor oy almıştık Üstelik AKP'de hükümeti kuracak çoğunluğu kaybetmişti.
Kısacası geçtiğimiz seçimi saymazsak benim gördüğüm en başarılı seçim sonucuydu.
Alkış tutarak neredeyse iktidar oluyorduk.
Kırmızı Kart eylemini eleştiren kitleyi anlıyorum. Çünkü seçmen kırmızı kartı zaten 31 Mart seçimlerinde gösterdi. O yüzden bahsettiğim ileri seçmen kitlesini tatmin etmemesini ve eleştirilmesini yadırgamıyorum. Ancak ülkedeki genel siyasi seviyenin “Altın Günü” seviyesinde olduğunu da göz ardı etmemek gerek. AKP Yozgat milletvekili Ertuğrul Soysal daha bir kaç hafta önce “İnanın Yozgat'ı kıskanıyrlar” şeklinde açıklama yaptı! E Avrupa zaten bizi kıskanıyor. Almanya hasedinden çatlıyor...
Şimdi seviye buyken CHP'nin bu seviyeyi alıp Pierluigi Collina seviyesine çıkartması çok yadırganmamalı. Collina'yı da bu vesileyle hatırlayalım. Bir dönem Avrupa kupalarında, Şampiyonlar liginde falan final maçlarının olmazsa olmaz hakemiydi. Kafasında ne saç ne sakal tek tüy olmayan çakmak çakmak gözleriyle bütün kural dışı hareketleri gören ve anında kartı yapıştıran bir hakemdi. Serkan Sarı vekilimizi elinde kırmızı kartla görürseniz onun daha yaşlısı gibi gözünüzde canlandırın. Uzun lafın kısası kamanya iyi mi kötü mü sonuç alınıp alınmadığına göre belli olur. Bir de siz pek çok şey denersiniz bazen kampanya ve slogan kendiliğinden oluşur. Her dönem ve seçim kendi motivasyonunu ve sloganını yaratır.
2019 İstanbul seçimlerinin ki tarihi bir seçim ve seçim kampanyasıdır, Ekrem İmamoğlu'nun otobüsünün yanına gelen bir çocuk tarafından bulunduğunu hatırlayın.
“Her şey Çok Güzel Olacak Ekrem abi” dedi ve bir şehrin kaderi değişti.
Şimdi sıra ülkenin kaderini değiştirmeye geldi.
Ya hep beraber, ya hiç birimiz...
