Dünyadaki büyük değişimin nasıl olduğunu ve hangi dinamiklerden etkilendiğini tanımlamak için konu başlığını "Küresel Puzzle" olarak ele aldık.
Bununla beraber belirtmeliyim ki "Küresel Puzzle" tanımlaması da tamamen yeterli olmayabilir. Hatta, Örneğin; askeri, siyasi, ekonomik ve teknolojik olarak kökten dönüşümlerin başlangıç süreci içindeki bir Dünya'da dikkat çeken bir bölgede değişimi anlamak ve sonuçlarını görmek için çok bilinmeyenli denklem tanımlamasını yapmak dahi yeterli olmayacaktır
Peki nasıl bir tanımlama gerekir?
Bir bölgeyi anlamak özel bir "puzzle"ı yerleştirmek gibi tanımlanabilir. Ancak şunu vurgulamak gerekir ki bu puzzle'ların her bir parçası hareket halindedir, değişkendir ve bu parçalar birbirini etkilemektedir. Dolayısıyla bu hareketli "puzzle"larda zaman faktörünü ve her bir etkileyici parçanın kendi iç dinamiğindeki değişimleri, iç ve dış zorlayanlarını ve önceliklerini katmak gerekecektir.
Tıpkı ABD'deki Trump iktidarının sürdürülebilirliğini sağlayan unsurların ve dış politikasının, baskı gruplarına ve birçok adli, askeri ve sosyal olaya bağlı olması gibi. ABD'deki bir iç tehdidin Trump iktidarının Gazze ve Suriye'deki kararlarını etkileyebilmesi ihtimali veya Rusya'nın hedeflerini beklenenden daha farklı açıklaması-uygulaması gibi. Bunlara iktidarın dış tehdit, hedef ve risk algılarını katmak gerekecektir. Tabii ki dönemsel veya zamanın koşullarına bağlı olarak.
Bu dönemde analistlerde kafa karışıklığı yaratan ilginç diğer bir konu; Bir küresel gücün bir coğrafya da kendinden başka bir güç veya ülke ile çatışma halindeyken, farklı bir coğrafyada aynı tarafla iş birliği ve uyum görüntüsü vermesidir.
Kimi analistler mevcut işbirlikleri ortamını; Yeni küresel dengeler kurulurken oluşan, zamana özgü, ekonomik, ticari ve teknolojik ilişkilerin iç içe girip ağlar oluşturması durumunu "katmanlar halinde girift oluşumlar" olarak tanımlıyorlar.
Tabii ki karşılıklı alınan pozisyonlar ve işbirliği oluşumlarının hepsi kalıcı olmayabilir; Dönüşümün akışına göre; İşbirliği alanları çatışmaya, çatışma alanları ise farklı işbirlikleri ile sonuçlanabilecektir.
Tüm bu yazdıklarımızdan sonra konuyu bugünün Ortadoğu'suna getirirsek; Bu coğrafyada olan bitenlerin yalnızca bu coğrafyadaki yerleşik taraflarla ilgili olmadığını rahatça söyleyebiliriz.
Ortadoğu coğrafyasında bu dönemde olup biten birçok olay hakkında gerçekçi sorgulamalar da bizi aynı sonuca götürecektir. Örneğin; Irak'ta ve Suriye'de yaşananlar gerçekte yeni bir sorun yokken niçin bildiğimiz tarihlere denk gelmiştir?
Belli ki coğrafyayla ilgilenen her güç, her şeyin değişmeye başladı bu yıllarda, söz konusu gelişmelerin yarattığı endişe ve mevcut hedeflerinin veya değişimin zorlamaları ile hareket etmektedir.
Geçmişte Irak'ta ve Libya'da ki üzücü gelişmeler petro-dolar ilişkisine baş kaldırma eğilimindeki yönetimlere müdahaleydi. Kağıt üzerinde itibari değeri olan Doların hakimiyeti ve Dolar'la çalışma zorunluluğu olan hegemonların yönettiği dünyanın sürdürülebilmesi için jeopolitik ve askeri üstünlüğün korunmasına kadar çeşitli müdahaleleri de yaşatmıştı.
Bu ülkelere müdahale edenler gerekçelerini "demokrasi baharı" vaat etmekle taçlandırmak istediler. Sonuçlarla gerekçeler arasındaki çelişkiler büyük bir fiyaskoydu. Yaşananlar, ibret alınacak büyük siyasi olaylar olarak tarihe geçti.
Aslında bu müdahaleler (petro-Dolar sistemini devam ettirme kaygıları yanında) bir başlangıçtı.
15-20 yıl önceki ABD'nin stratejik hesaplarına göre Akdeniz Bölgesi'nin (Karadeniz ve Kafkasya bölgeleri dahil) Dünya'nın yeni Merkezi olacağı ve bu bölgeye hükmedenlerin Dünya'ya hükmedeceği kanaatinin uygulamaya ilk geçirilmiş halleriydi. Bir başka deyişle yaşananlar Ortadoğu için gelecekte düşünülen müdahalelerin ön senaryolarıydı.
Bugün Suriye' ve Gaze'de olanlara gelince:
Bu bölgenin dünyanın hangi güçler arasında paylaşılacağı veya hangi gücün hegemonyasında olacağı konusunun, gelecekteki küresel güç dengelerinin temel taşlardan birini oluşturacağı anlamına gelebileceğini düşünülmek gerekiyor.
Bir ülkeye müdahale ederken, kamuoylarına temel gerekçe olarak kültürel veya dini meseleleri göstererek zemin oluşturmak tarihte sık rastlanan bir durumdur. Bugün de buna benzer bir durum yaşanmaktadır.
Dünya halkları ve bireyler ekseriyetle kendileri için anlamı olmayan savaşlara insanı duygularla tepkili olacaklardır. Bu yüzden yönetimler veya egemen kural koyucular büyük olay ve müdahalelerde İnsanlığın zihninde, karşı koyamayacakları gerekçeleri üreterek meşruluk oluşturmaya çalışırlar.
Ülkelerin yönetimleri ve yönetilenler dışındaki büyük menfaat gruplarının davranışları ise farklı bir motivasyonla; sürdürülebilirlik veya hakimiyet hedeflerine göre şekillenecektir.
