Hepimize, her birimize belki de her gün, defalarca çıkmakta…
İster bir yerin belediye başkanı olun, ister bakan, vali, kaymakam ya da bilmem kim…
Bulunduğunuz yerdeki forsunuzdan sıyrılıp az öteye geçtiğinizde herkese çıkan size de çıkabilir. Çıkmıştır da. Çıktı da, çıkmakta da...
Defalarca yaşanıp, yazılıp çizildiği halde, yönetme yetkisini yürütenlerde bu konuda her hangi bir duyarlılık, ne bir farkındalık, ne de bir önlem ortaya konulabilmiş değil.
Tam bir salıp çayıra, Mevla kayıra, hali.
Her gün her yerde çadır karışmakta.
İlçe merkezlerinden başlayarak bütün kentlerin mahalle, meydan, cadde ve sokaklarında, kamuya açık mekanlarında adeta bir magandalık terörü ve işgali bulunduğunu; can, mal ve kişilik haklarına yönelik her an çok yakın bir tehdit ve tehlikenin herkese musallat olduğunu her gün tanık olunmakta.
İster merkezi, isterse yerel kamu makamlarından bu konuda bir kez olsun bile küçük bir tutum alma görülmedi.
Oysa ellerinde bulundurdukları kamu yetkisi ve kamu gücü, etkili ve caydırıcı önlemlerle birçok sonuç almaları için çok çok yeterli.
Ama olmuyor işte, olanlar oluyor işte.
Magandalık bu, her gün herkese, hepimize, her birimize ve bir gün de size…
Maganda denilen, gerçekten kimdir?
Ne yer ne içer, ne giyer?
Nasıl ve neden maganda olunur?
Bu ayrı bir yazı konusu kuşkusuz.
Ama maganda her yerde, her an, her kılıkta çıkabilir kaşımıza.
Maganda kimi zaman bir esnaftır, kimi zaman son model bir Mersedes içinde sefil bir ruh, kimi zaman da cayırtı koparan modelsiz bir metal yığını içindeki adam kılıklı yaratık…
Kimi zaman kelle kulak yerinde, düzgün giyimiyle, masum yüzüyle, yanında arkadaşı, sevgilisiyle bir anda çıkar ortaya.
Cinsiyeti erkektir görüntülerinden, sokaklarımızda yürümekte, belki kapı komşumuz olarak yaşamakta ve trafikte gündelik yaşamımızın her alanında karşımıza çıkmaktadır.
Onları bazan düğünde, dernekte, bazan asker yolculuğunda, maçta ve benzeri bütün etkinliklerde görmek olasıdır.
İş yerinin sınırları dışındaki kamu alanına yerleştirdiği sandalye, sehpa, su galonu veya benzeri eşyalarla başkalarına yasaklar koyup, hatta "park yasağı" yazılı ayaklı tabelalarla tanıtırlar kendilerini, “hööt”diye.
Onların cehaletinden ve şerrinden kendimizi korumak için her gürültülü sesten irkilir, bir anda kendimizi bir sipere saklamaya, bir zulaya sıkışmaya çalışırız.
Ancak kurşunun-sesten, aptalın-akıllıdan, cehalaetin-zekilikten, kabalığın-incelikten daha hızlı olduğu günlük yaşamda, nice yaşam ne yazık ki kaybedilmekte ya da sürünmekteler.
Birçok maganda kategorisinden söz edilir.
Gece yarısında müziği kendisinden çok herkese dinleten, tüm ses sınırlamalarını ve desibel rakamlarını aşarak başkalarını, komşularını rahatsız etmenin umursamazlığında olan zavallı ve bencil ruhlulardan tutun da trafikte tüm araçları tehlikeye düşürme pahasına zikzak çizenlere kadar…
Maganda açısından sahip olduğu en önemli güç, görsel-kaba ve en fazla gürültü çıkaran şeylerdir.
Onun düşünmeye, estetiğe, zarafete ve kendi dışındaki insanları var sayan değer yargılarını düşünecek zamanı yoktur ve bunlara tahammülü de yoktur.
Manganda hep kaba kuvvetten ve kaba sesten hoşlanır ve kendinden daha kabasını bulduğunda ise bir anda tam bir kişilik sefaleti yaşar.
Bu durum, onun her davranışına egemendir.
Başkasını ezme özgüveni ve sırası kendine geldiğinde ise hiç acıması yoktur.
Yakar, yıkar, kırar, döker, parçalar, dağıtır.
Geriye enkaz yığını ve ruhları bırakır.
Magandanın dünyasında insan erdemleri, hak ve haklılık, ahlak, saygı yanında demokrasi, hukuk ve benzeri evrensel kavramlar hiçbir zaman yer etmez ve edemez.
Çünkü o, yaşamda hiçbir anlamlı soruya yanıt aramaz, aramamıştır. Magandanın içselleşmeye, kendi derinliğine inmeye ve düşünmeye hiç mi hiç zamanı yoktur, tahammülü de.
Gönlü, gözü ve kulağı gerçekler karşısında kapalıdır.
Görünür magandanın yanında, bir de kendini kamufle eden magandalar vardır ki,l bunların da toplumsal, siyasal ekonomik ve günlük yaşamımızda önemli yeri vardır.
Peki magandaya karşı duyarlı, akılcı ve doğru bir mücadele tarzı nasıl olmalıdır? Önce magandalar konusunda duyarlı olanların öne çıktığı bir platformla buna başlanabilir.
Kamu yöneticileri de içinde olmak üzere…
Magandalık her şeyden önce siyasi bir sorundur.
Yukarıdan başlar, aşağıdan beslenir ve bütün toplumu sarar ve teslim alır.
Demokrasi, insan hakları, kadın erkek eşitliğinin, özgürlüklerin, hukuk ve adaletin, maganda düzeninde yeri, önemi ve değeri yoktur.
Öyleyse ya demokrasi ya maganda düzeni.
Öncelikle ve özellikle herkese akıl, ruh ve beden sağlığının magandalardan korunduğu günler dilerim.