Murat KULA

Tarih: 29.04.2025 09:44

NE BİLİİMİNSANI

Facebook Twitter Linked-in

Genç bir kızılderili iyi bir eğitim alıp kabilesine dönmüş.

Kabilenin okuyan ilk kızılderilisi olduğu için onu hemen şef yapmışlar.

Ancak genç kızılderilinin eğitimi olmasına karşın kabile hayatıyla ilgili tecrübesi yokmuş!

Kızılderililer şefe gidip kışa hazırlık için odun toplamaya ne zaman başlamaları gerektiğini sormuş?

Şef risk almak istememiş “Hemen başlamalarını” söylemiş.

Bir süre sonra “Toplanan odunların yeterli olup olmayacağını?” sormuşlar.

Şef yine risk almak istememiş; “Yetmez daha toplayın!” demiş.

Ancak dedik ya eğitimli bir şef olduğu için meteorolojiyi de arayıp kışın sert geçip geçmeyeceğini sormuş. Meteoroloji “Kışın sert geçmesini beklediklerini” söylemiş.

Bunun üzerine şef daha çok odun toplanmasını istemiş.

Kızılderililer yeterli olup olmadığını yeniden sorduklarında meteorolojiye yeniden sormuş ve meteoroloji “Hiç olmadığı kadar sert bir kış beklediklerini” söylemiş.

Şef kızılderililere buldukları ne kadar odun varsa toplamaları talimatını vermiş.

Kabilede her yer odun olmuş şef yeniden meteoroloiyi aramış.

Meteoroloji yetkilisi; “Bugüne kadar görülmemiş bir kış beklediklerini çok büyük hazırlık yapılması gerektiğini” söylemiş.

Şef ise bundan emin olup olmadıklarını ve bu bilgiye nasıl sahip olduklarını sormuş.

Meteoroloji yetkilisi şöyle demiş:

Dostum kızılderilileri görmüyor musun? Aylardır odun topluyorlar ve hala toplamaya devam ediyorlar!

            Ülke olarak her konuda olduğu gibi bir konuda daha ortadan ikiye bölünmeyi başardık.

Bir tarafta Naci Görür, Celal Şengör gibi bilim insanları, diğer yanda Şener Üşümezsoy!

İstanbul'da büyük bir yıkıcı deprem olacak mı, yoksa geçen haftaki gibi sınırlı bir etkisi mi olacak?

Bilim insanları farklı fikirde olabilir ancak bu kadar önemli bir konuda bu derece taban tabana farklı görüşlerin olması bu çağda alışılagelmiş değil.

Çünkü teknolojinin bu kadar geliştiği bir ortamda artık burada fay var mı, deprem yaratır mı tartışmaları yersiz. Petrol, doğalgaz araştırmaları için 4 tane gemimiz var diye övüneceğimize milyonlarca insanın hayatı ve bir milletin geleceğinin söz konusu olduğu bir tartışmada dünyanın en iyi, en gelişmiş teknolojilerini getirip en doğru ve kesin bilgiye ulaşmak devleti yönetenlerin öncelikli görevidir. Gerekirse Marmara Denizi'nin tabanı santim santim taranıp fay haritaları güncellenmeli, insanlar bu belirsizlikten kurtulmalıdır. Oysa bizde depremin şiddeti konusunda bile 2 yetkili kurum 2 ayrı açıklama yapıyor.

            Hazır bu kadar karmaşa var her kafadan bir ses çıkıyor. Jeolog değilim ama ben size en aktif ve ölümcül fayı açıklayayım.

Medya fayı!

Bakın bizim medyanın eline en aklı başında, en düzgün karakterli işinde gücünde biliminde kişiyi verin 2 ay sonra tanıyamazsınız. 5 yıl önce yaşadığımız salgın günlerini hatırlayın. O güne kadar gayet makul bildiğimiz profesörler bir gün öyle bir gün böyle konuşmaya, biri insanların uykularını kaçırırken diğeri rehavete sevk etmeye başlamıştı.

Türklere Covid bulaşmayacak diyen de oldu, maske takmak gereksiz diyen de!

Çünkü gayet makul bilimsel bir açıklama yaparsanız kimse izlemez veya o habere tıklamaz. Medya sizi farklı, şok edici bir açıklama yapmaya zorlar. Yapmazsanız zaten size kimse fikrinizi sormaz. 

E biliminsanı da insan sonuçta! İlgi görmek, gündem olmak, önemsenmek kim olsa hoşuna gider. Bazıları bu ilgiyi paraya da çok güzel tahvil eder. Canan Karatay'ı hatırlayın. İlk çıktığında 15 yıl kadar önce gayet makul, aydınlatıcı açıklamalar yapıyordu. En son gördüğümde çayınıza tereyağ atın falan demeye başladı. Örnekler çoğaltılabilir ama sözü uzatmayalım.

            Bizi Kuzey Anadolu Fayı falan değil, öldürse öldürse Medya Fayı öldürür!

Bunların eline düşen en saygın biliminsanı 15 günde ne biliiminsanı olur çıkar!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —