Lemi Nazım GÜL, hemen hemen her gün 5 Eylül Gazetesi’ne uğrar, günlük olayları, toplumu ilgilendiren konuları tartışırız.
Birkaç gün önce içeriye girdi, selam verdi; hemen ardından konuşmaya başladı: “Amerikalıların bir tarihi yok ama varmış gibi bir sürü film çekiyorlar, kendilerine uydurma bir tarih yaratıyorlar.”
Çeşitli film adları sayarak tezini savundu.
Haklıydı… O denli geniş bir tarihimiz olmasına rağmen tarihimizi doğru düzgün anlatan filmler çok az. Yapılan diziler ile yalan yanlış bir tarih bilgisine sahip oluyoruz.
Lemi Bey’in bu sözleri üzerine ben de elimden geldiğince Susurluk’u tanıtayım, dedim.
Susurluk, Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesi’ni birbirine bağlayan stratejik bir noktada bulunuyor. Bu durum, tatilcilerin ve ticaret yapanların Susurluk’a çok sık uğramasına sebep oluyor. Trafik ışıklarından Susurluk’a girişte tost ve ayranı ile meşhur bir tesis var; yaz kış müşterisi azalmıyor. Susurluk’a bir fabrika gibi katma değer sağlıyor. Şehir trafiğinin en yoğun bölgesi olan otoyol güzergahları da adeta bir ekonomi koridoru oluşturuyor. Bu koridorun en çok kazandıran duraklarından biri ise hiç şüphesiz ilçemiz Susurluk’un tostu ve ayranı… Balıkesir’den geçenlerin “yol molası” denildiğinde aklına ilk gelen kişilerin ağzını sulandıran bu ikili, Susurluk halkının her yıl milyonlarca lira kazanmasına neden oluyor.
İstanbul-İzmir Otoyolu’nun açılmasıyla birlikte Balıkesir’den geçen araç sayısı ciddi biçimde arttı. Özellikle yaz aylarında Ege sahillerine yönelen tatilcilerin büyük bölümü bizim ilçemizde mola veriyor. Susurluk’un sembolü olan köpüklü Susurluk Ayranı ve Susurluk Tostu bu molaların unutulmaz lezzeti. Özellikle hafta sonu ve tatil döneminde bazı dinlenme tesislerinde ayran ve tost satışları günlük 450 ile 500 adete kadar çıkıyor. İlçemizin iftiharı Düzdağ Tost, kendi adını duyurmasının yanı sıra ‘Susurluk denince akla Susurluk Ayranı ve Susurluk Tostu gelir’ sözünü beyinlere iyice nakşetti. Sadece adına andığımız işletme değil elbette iş yapan. Susurluk esnafı güler yüzü, dost sözleriyle tatilcilerin dikkatini çekiyor. Her tesisimiz aynı tatta Susurluk Ayranı ve Susurluk Tostu sunuyor konuklarına… Hafta sonu ve tatil dönemlerinde bazı dinlenme tesislerinde ayran ve tost satışları toplam olarak 20-30 bine değin çıkabiliyor.
Susurluk, sadece ‘yol molası’ olarak değil, bir gastronomi şehri olarak da görülmeye başlandı. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, YouTube’da çekilen ‘Susurluk tost ayran’ videoları bölgenin tanıtımını ulusal çapta güçlendiriyor.
Öncelikle gurme turlarında ve lezzet rotalarında Susurluk’un mutlaka yer alması, Susurluk’un marka değerini her geçen gün biraz daha artırıyor. Susurluk ayranının bu denli ilgi görmesinin en önemli nedenleri arasında bölgedeki süt kalitesi ve özel üretim şekli bulunuyor. Yüzde yüz doğal sütle yapılan, makine çalkalaması ile yoğun köpüğe ulaştırılan ayran, bu özelliği sayesinde diğer ayranlardan ayrılıyor.
Susurluk tostu, Ayvalık tostuyla karıştırılsa da aslında çok farklı bir lezzete sahip.
Yöreye özgü ekmek, özel kaşar peyniri ve tereyağı kombinasyonu, tostun karakterini oluşturuyor. Yüksek sıcaklıkta yapılan pişirme yöntemiyle ortaya çıkan çıtırlık ise lezzetin en belirgin özelliği olarak damaklara ayrı bir tat veriyor.
Tostta kullanılan ekmeklerin büyük bölümü Susurluk ve çevre ilçelerdeki fırınlarda üretiliyor. Peynir ve tereyağı ise çoğunlukla Balıkesir’in süt ürünleriyle ünlü ilçelerinden temin ediliyor. Bundan da anlaşıldığı gibi Susurluk Tostu, Balıkesir’in üretim zincirini doğrudan destekleyen bir yiyecek ürünü.
İlçemizin doğal güzellikleri ise anlatılmakla bitmez. Hani, bir söz vardır hepimizin bildiği; ‘Anlatmakla olmaz, gelip gezip görmek lazım!’
Bir de Susurluk’un güzelliklerini sadece tost ve ayranla sınırlamasak!.. Susurluk’un içlerine değin girmelerini; güler yüzlü esnafımızdan bol bol alışveriş yapmalarını sağlasak mola verenlerin.
Ne de güzel olur değil mi?!.
Hoşça kalın, dost kalın!..
