Zaman zaman Atatürk anıtlarına saldırılar olur.
Bir “meczup” çıkar anıta baltayla, çekiçle, sopayla zarar vermeye çalışır.
Bir defasında aptalın biri iple çekerek devirmeye çalıştı başaramadı!
Genelde bu tip saldırılar sonrası yapılan resmi açıklama şu minvalde olur;
“Akli dengesi yerinde olmayan kişi veya kişiler tarafından yapılan saldırı...”
Bir Türk'ün Atatürk'e heykeline saldıracak kadar nefret duyması için gerçekten akli dengesinin yerinde olmaması gerek bu konuda hem fikiriz. Ben bu konuda doktor raporuna bile gerek duymam.
Ancak burada gözden kaçan bir husus var.
Bu akli dengesi yerinde olmayan kişiler neden hep Atatürk heykelini hedef seçer?
Çünkü toplumda Atatürk'e yönelik sözlü saldırı ve sataşmalar ne zaman artsa, toplum tarafından tanınan kişilerin Atatürk karşıtı açıklamaları ne zaman gündemi meşgul etse bir meczup bu açıklamalardan etkilenerek saldırıya geçer!
O yüzdendir ki etkili mevkilerde olan, tanınan, bilinen, sözlerine değer atfedilen kişiler bin düşünüp bir konuşmalıdır. Sanatçı olur, sporcu olur, hele hele siyasetçiyse çok çok dikkat etmelidir.
Çünkü ağızdan çıkan her söz, bir psikopatın, bir dengesizin kulağında talimat olabilir.
AKP Genel Başkanı, geçtiğimiz günlerde “Bakalım Cumhurbaşkanı hevesi yolunda daha kaç CHP'li telef olup gidecek” dedi! Bu cümlenin öncesinde CHP Genel Başkanı'nı Cumhurbaşkanı adaylığına heveslenmekle suçladı!
Bir kaç gün sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e biri yumruklu saldırıda bulundu!
Şimdi diyecekler ki AKP Genel Başkanı onu mu kast etti?
Onu kast etmesine gerek yok. Sizin ne söylediğinizden çok karşınızdakinin ne anladığı önemlidir.
Daha kaç CHP'li telef olup gidecek derseniz biri çıkar CHP'de Cumhurbaşkanı adayı olması muhtemel birilerini telef etmeye kalkar!
Tabi saldırının ardından pek çok isim saldırıyı kınadı. Aklı başında hiç bir siyasetçi bu konuyu tasvip etse bile açıkça söylemez. Peki kınamak yeterli mi? Elbette değil. Bu ülkede herkes bu açıklamaların samimi olmadığını bilecek kadar tecrübelidir.
En yetkili ağızın çıkıp özür dilemesi gerek. Benim sözlerim maksadını aşmıştır metin yazarının da görevine son verdim demesi gerek. Bende böyle bir açıklamanın olmayacağını bilecek kadar tecrübeliyim.
Bugüne kadar bu ülkede tarımı, hayvancılığı telef ettiler!
Çiftçiyi, esnafı, küçük sanayiciyi telef ettiler.
Soma'da, Ermenek'te madenciyi telef ettirdiler!
İliç'te çevreyi, 9 tane günahsız işçiyi telef ettirdiler!
Ormanlarımızı, akarsularımızı denizlerimizi telef ettiler!
Kozmik odada devletin mahremini telef ettiler!
Rahibi gönderip milli onurumuzu telef ettiler!
Anayasa değişiklikleriyle yargıyı telef ettiler!
Liyakatsiz atamalarla devletin kurumlarını telef ettiler!
Üniversiteleri, ülkemizin gözbebeği liseleri telef ettiler!
Özgür basını, tarafsız medyayı telef ettiler!
İnsan haklarını, ifade özgürlüğünü, yargı bağımsızlığını telef ettiler!
Sağlık sistemini, ssoyal güvenlik sistemini, emeklilik sistemini telef ettiler!
Emekliler yılı dediler emeklileri telef ettiler!
Aile yılı dediler yenidoğan çetesi eliyle yeni doğmuş bebeleri telef ettirdiler!
Bunların yıllardır telef ettikleri ve sorumsuzlukları ve beceriksizlikleri yüzünden telef ettirdikleri saymakla bitmez. Varsın bir kaç CHP'liyi de telef etmeyi denesinler!
Bizim ilkokulda “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye içtiğimiz ant, siz yönetmelikten kaldırdınız diye hükümsüz değildir, bizim için sonsuza dek bakidir!
