Zanaat sözcüğünün sözlük anlamı MESLEK’tir. Deneyim, ustalık ve el becerisi gerektiren tüm işlere ZANAAT adı verilir. Bu tür işleri yapanlara da ZANAATKAR denir.
Zanaatkarlar toplumun genel gereksinmelerini karşılayan meslek erbaplarıdır.
Örneğin: Kuaförler, Terziler, Marangozlar, Tamirciler, Berberler vb.
Bu mesleklerden, Terzilik Mesleği, neredeyse tamamen yok oluyor.
Terzi Ustalarını Araştırdım:
Önce rahmetli olanları yazayım: Nuri ARDA, Hasan IŞIKHAN, Mestan DEMİRBAŞ, İsmail ORTAKÖYLÜ, Fahri ORTAKÖYLÜ, Rahmi ORTAKÖYLÜ, Sabri DÜNDAR, Mehmet DÜNDAR, Fahri BOZHAN, Arif BORAN, Ahmet YÖRÜKALP, Rahmi BOZHAN (Şapkacı), Emin İNCE, Fikri PEKEL, Ahmet DOĞAN, Mehmet DOĞAN; Salih BAŞA, Halil SEZER, Halis SAYAR, Necati SAYAR, Kadir GACAL, Rıfkı AYDOĞDU, İlhan ÖZBEY, Emin GÖÇMEN, Ahmet KARTAL, İsmail KAPTAN, Mesut KALMAZ, Yusuf BAYRAM, Mehmet ŞEN, Osman KARAAĞAÇ, Sıtkı BAYRAM.
Sağ olan Terzi Ustaları da şunlar:
Saim COŞKUN, Ahmet ERMİŞ, İsmail İLTER, Hayrettin KURT, Fahri YALÇIN, İbrahim BECENE, Muhsin GÜNDÜZ, Sadık ŞAHİN, Hamdi CEYHAN, Hulusi GÜRSOY, Baki ÇETİN, Mustafa IŞIKTAŞ, Bahattin DENİZ, Aziz BİLİR, Cemal ERGEN, Rasim ÖZBEK.
Benim tespit edebildiğim ve benden yardımlarını esirgemeyen Saim COŞKUN ile adlarını anımsayabildiğimiz Terzi Ustaları, ya da Terzi Zanaatkarları bunlar… Unuttuğumuz, anımsayamadığımız varsa affola!..
Terzi Saim (COŞKUN), terzilik mesleğini anlatırken, sağ elinin işaret parmağı ile orta parmağını açıp kapatıp oynatırken; “kesecek, biçecek” demeyi de ihmal etmedi.
Evet!.. Kesecek, biçecek, prova edecek terziler hiç kalmadı.
Terzilik meşeliği de unutulan meslekler arasına girdi.
İlçemizde hala terzilik mesleğini yapanlar var; ancak kesip, biçip, prova yapan terziler yok!.. Daha doğrusu takım elbise diken yok!.. Hoş! Nasıl olsun? Takım elbise diktiren yok ki!..
Geçtiğimiz yıllarda emekli olan bir kişi (ister memur ister işçi olsun) mutlaka bir terziye gider, takım elbise diktirirdi.
Konfeksiyon icat oldu, terzilik mesleği yok oldu…
Hoşça kalın, dost kalın!..
