Atatürk’ün, "Feyz aldığım, büyük şair." dediği özgürlük şairi Tevfik Fikret'e, (19 Ağustos 1915) ölümünün 110.Yıldönü'münde saygı, şükran, vefa ile...
Bugünkü dile uyarladığım “SİS” şiirini, ruhuna adıyorum.”
“SİS” YA DA AKKARANLIK
Sarmakta yine memleketi inatçı bir duman,
Bir akkaranlık bu, git gide artan.
Ağırlığının altında adeta göz gözü görmüyor, artan bir gürültü.
Her yer, her şey sanki ağır bir balçıkla örtülü.
Öylesine kasvetli bir ağırlık ki bu;
Baktıkça insanı ürkütüp, korkutmakta yaklaştıkça.
Bu derin, bu karanlık örtü, değil millete müstehak;
Layık değildir memlekete, bu karmaşa, bu kargaşa yumak yumak…
Kutlu zaferlerle taçlanmış Anadolu, milletin toprak anası.
Olmakta sanki facialar, ağır zulümler sahası.
İmrenilen kardeşliğin beşiği, yatağı olan;
Her inancı, uzağı yakını, bağrında tutan;
Doğu’nun, Batı’nın imrenilen eski kraliçesi!
Uygarlıklar, aydınlıklar, çağdaşlıklar ülkesi!
Ey denizlerinin mavi kucaklayışı içinde;
Ölü toprağı serpilmiş halen dalgın, halen uyuyan sesi.
Ey bin yıllık uykusundan uyandırmazsan, uyanamayacak olan,
Ey dertlerle yanıp, yatıp kalkıp, derdiyle başı hoş olan,
Ey ses vermeyen, saklanmış kalabalıklar!
Her günün bir öncekinden beter, bu gidişat nereye kadar?
Bu memleket böyle miydi, bize ne oldu?
Her yer, her şey ayrı gayrı, kin, öfke doldu.
Memleketin üstünü git gide inatçı bir duman kaplamakta;
Her gün şehirler, yollar, dağlar, yanı sıra yürekler, canlar yanmakta.
Öyle bir sis ki bu kaplayan, yaydığı ak karanlıktır;
Balçık gibi yapışıp geceye güne, aydınlığı zifiri yapmaktadır.
Sis, saklamakta olanları, örtmekte üstünü sefaletin, yalanın;
İçine hapsedilmekte özgürlüğün çığlığı, kara zindanların.
Debdebeler, tantanalar, şatafatlar;
Yalanın, iftiranın bini bir para, göz göre göre göz boyamalar.
Faydasız ağlayışlar, zehirli gülüşler, nefretli bakışlar!
Nasıl da onur, şeref ve haysiyete düşman olmuşlar.
İkbal kıblesi olmuş el ayak öpmeler,
Yalan üstüne yalan, tutulmayan vaatler.
Ey yargı yerlerinden, mahkemelerden, kovulan “hak”lar!
Ey hilelerle, tertiplerle, vicdanlara kurulan tuzaklar.
Ey korkularla kilitlenmiş ağızlar,
Ey hakir görülen prangalı özgürlükler, kelepçeli haklar!
Sis!
Karanlığının altında her şey silinmiş gibi aktır;
Sis, üstünü örten nicedir memleketin, AKKARANLIKTIR.