Oktay UÇAR

Tarih: 25.07.2025 09:29

Atatürk'ün Evlilik Süreci

Facebook Twitter Linked-in

29 Ocak 1923'te Latife Hanım ile yaptığı ve 5 Ağustos 1925'te sonlanan kısa süreli evliliği, yalnızca kişisel bir hadise olmanın ötesinde, dönemin sosyal ve siyasi atmosferini, modernleşme idealinin aile kurumuna yansımalarını ve yeni Türk kadını imajının oluşumunu anlamak açısından kritik bir öneme sahiptir. Batılı bir eğitim almış, birkaç dil bilen, aydın ve özgüvenli bir kadın olan Latife (Uşakîzâde) Hanım ile "Gazi" unvanlı bir askerin ve yeni bir devletin liderinin evliliği, hem kişisel beklentilerin hem de toplumsal rollerin kesişim noktasında, kendine özgü dinamikleri olan bir birliktelik olarak tarihe geçmiştir.

Tanışma ve Evliliğe Giden Yol: Mustafa Kemal Paşa ile Latife Hanım'ın tanışması, 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun İzmir'e girişinin hemen sonrasına rastlar. İzmir'in tanınmış ailelerinden Uşakîzâde Muammer Bey'in kızı olan Latife Hanım, Paris Sorbonne Üniversitesi'nde hukuk ve siyaset bilimi eğitimi almış, modern ve kültürlü bir genç kadındı. Ordunun İzmir'e girmesinin ardından güvenli bir karargâh arayışında olan Mustafa Kemal Paşa'ya, Göztepe'deki Uşakîzâde Köşkü tahsis edildi. Latife Hanım'ın babasının yurt dışında olması sebebiyle köşkte ev sahibeliği görevini üstlenmesi, Paşa ile yakınlaşmasına vesile oldu. Latife Hanım, entelektüel birikimi, yabancı dillere olan hâkimiyeti ve özgüvenli tavırlarıyla Mustafa Kemal'in dikkatini çekmişti. O, Atatürk'ün zihnindeki "yeni Türk kadını" idealinin somut bir örneği gibiydi. Atatürk, bu dönemde yakın çevresine Latife Hanım'ın zekâsından ve kişiliğinden ne kadar etkilendiğini ifade etmiştir. Bu etkileşim, kısa sürede karşılıklı bir sevgi ve saygıya dönüştü. Nitekim çok geçmeden, 1923 yılının Ocak ayında, annesi Zübeyde Hanım'ın vefatının hemen ardından Mustafa Kemal, Latife Hanım'a evlenme teklif etti.

Modern Bir Nikâh Töreni: 29 Ocak 1923'te Uşakîzâde Köşkü'nde gerçekleşen nikâh töreni, alışılagelmiş Osmanlı geleneklerinden önemli ölçüde farklıydı. En dikkat çekici yenilik, nikâh esnasında Latife Hanım'ın da masada, Mustafa Kemal'in yanında yer almasıydı. O dönemde kadınların nikâh masasında bulunması adet değilken, bu durum, evlilik kurumuna ve kadın-erkek eşitliğine atfedilen yeni önemin bir göstergesi olarak yorumlanmıştır. Bu nikâh, aynı zamanda 1926'da kabul edilecek olan Medeni Kanun'un ruhunu yansıtan sembolik bir başlangıç olarak da görülebilir. Evliliklerinin ilk dönemlerinde Latife Hanım, Atatürk'ün en yakınındaki kişi olarak yurt gezilerinde ona eşlik etti. Çankaya Köşkü'nün yeniden düzenlenmesinde ve modern bir yaşam tarzının benimsenmesinde aktif rol aldı. Atatürk'ün çalışma temposuna ayak uydurmaya çalıştı ve onun sosyal hayatının bir parçası oldu. Latife Hanım'ın varlığı, Çankaya'ya daha düzenli ve Batılı bir aile hayatı havası getirmişti. Bu dönemde Latife Hanım, sadece bir eş değil, aynı zamanda Atatürk'ün fikir alışverişinde bulunduğu, entelektüel bir partneriydi.

Evliliğin Sonu: Ancak bu modern ve idealize edilmiş evlilik, zamanla ciddi sarsıntılar geçirmeye başladı. Tarihçiler ve görgü tanıklarının aktarımları, boşanmaya giden süreçte birden fazla etkenin rol oynadığını göstermektedir.

Hem Atatürk hem de Latife Hanım, son derece güçlü ve bağımsız karakterlere sahipti. Latife Hanım, aldığı eğitim ve vizyonu gereği, kocasının hayatında pasif bir rol oynamayı kabul etmiyordu. Atatürk'ün devlet işlerindeki mutlak otoritesini ve alışkanlıklarını özel hayatına da yansıtması, Latife Hanım'ın ise kendi doğrularından ve yaşam tarzından taviz vermemesi, ikili arasında sık sık gerilimlere yol açıyordu. Atatürk'ün bir sözünde, "Hayatımda yaptığım hatalardan biri de evlenmektir. İşte görüyorsunuz, ordular yönettim, meclisler yönettim... ama bir kadını yönetemiyorum" demesi, bu karakter çatışmasının bir yansımasıdır. Atatürk'ün hayatı, ülkenin yeniden inşası ve inkılapların hayata geçirilmesi üzerine kuruluydu. Geceleri geç saatlere kadar süren ve yakın arkadaşlarının da dahil olduğu çalışma toplantıları, düzenli bir aile hayatı arzusunda olan Latife Hanım için yıpratıcıydı. Bu durum, Latife Hanım'ın zaman zaman kıskançlık olarak nitelendirilen müdahalelerine neden oluyordu. Çankaya'nın yoğun sosyal ve siyasi ortamı, evlilik üzerinde ek bir baskı unsuru oluşturmuştur. Latife Hanım'ın, Atatürk'ün yakın çevresindeki bazı kişilerden hoşlanmadığı ve bu durumu açıkça belli ettiği bilinmektedir. Özellikle "Fikrîye Hanım hadisesi" olarak anılan ve Atatürk'ün geçmişinden gelen bir ismin yarattığı gerilim, bardağı taşıran son damlalardan biri olarak kabul edilir. Atatürk için bu evlilik, modern Türkiye'ye bir model sunma ve kişisel hayatında bir düzen kurma amacı taşırken, Latife Hanım için tutkulu bir aşkın ve tam bir adanmışlığın ifadesiydi. Bu farklı beklentiler, zamanla hayal kırıklıklarını ve anlaşmazlıkları beraberinde getirmiştir. Bu ve benzeri nedenlerle yıpranan evlilik, 2,5 yılın sonunda, 5 Ağustos 1925'te boşanma ile neticelendi. Boşanma, dönemin hukukuna uygun olarak, İslami usullere göre (talak yoluyla) gerçekleşti. Bu durum, Medeni Kanun'un henüz yürürlüğe girmemiş olmasının bir sonucuydu.

 

Atatürk ve Latife Hanım'ın evliliği, kısa sürmesine rağmen, Türkiye'nin modernleşme tarihinde derin izler bırakmıştır. Bu evlilik, yeni kurulan Cumhuriyet'in kadınlara biçtiği rolü ve aile kurumuna bakışını sembolize etmesi açısından önemlidir. Latife Hanım, eğitimli, modern ve kamusal alanda var olabilen Türk kadınının bir prototipi olarak öne çıkmıştır. Onun varlığı, kadın hakları ve Medeni Kanun gibi reformların toplumsal zemininin hazırlanmasında dolaylı da olsa bir etki yaratmıştır.

Diğer yandan, bu evliliğin sona erme şekli ve nedenleri, Atatürk'ün de bir insan olduğunu, kişisel hayatında zorluklar ve hayal kırıklıkları yaşayabildiğini göstermesi bakımından değerlidir. Latife Hanım'ın boşanmanın ardından ömrünün sonuna kadar süren onurlu sessizliği ise, hem kişisel bir tercihin hem de bir dönemin mahremiyetine duyulan saygının ifadesi olarak tarihe geçmiştir.

 

Kaynakça

Bardakçı, M. (2006). Latife Hanım'ın Kâğıtları. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Çalışlar, İ. (2006). Latife Hanım. Doğan Kitap

Güler, A. (2024). Atatürk'ün Eşi Olmak: Eşim Latife Hanım. Halk Kitabevi

Soysal, İ. (1989). Atatürk'ün Evliliği. Tarih ve Toplum Dergisi

Aydemir, Ş. S. (2003). Tek Adam: Mustafa Kemal (Cilt 3). Remzi Kitabevi

"Mustafa Kemal Atatürk'ün Evlenme/Boşanma Belgeleri". Devlet Dergisi


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —