24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür. 1981 yılından bu yana da, her yıl 24 Kasım “Öğretmenler Günü” olarak kutlanır.
Yılın en anlamlı tarihlerinden biri olan “24 Kasım Öğretmenler Günü” yaklaştı. Aslında takvimde yalnızca bir gün olsa da, taşıdığı anlam bir güne sığmayacak kadar büyük.
Ord .Prof. Dr. Sadi IRMAK’ın “Atatürk’ten Anılar” kitabında geçen bir hikaye aktarmak istiyorum.
1937 yılının bir akşamı Atatürk, akşam sofrasında sık sık misafir ettiği Behçet Kemal’e dönerek; “Sen çabuk şiir yazarsın, şu içerdeki odaya çekil, bende hangi nitelikleri görüyorsan hepsini anlatan bir şiir yaz” demiş.
Behçet Kemal, hemen içeri odaya geçmiş ve yarım saat gibi kısa bir sürede büyük bir manzume ile Atatürk’ün yanına dönmüş. “Oku bakalım” demiş Atatürk. Behçet, mısraları vurgu ve ses tonuna uygun bir şekilde okumuş.
Mısralar Atatürk’ün yiğitliği, zaferleri, devrimlerini anlatıyormuş. Fakat her zaman Behçet Kemal’e bol bol iltifat eden Atatürk, duraklamış ve yüzünde bir gölge dolaşmış.
“Behçet olmamış” demiş. Benim asıl bir niteliğim var ki onu hiç yazmamışsın.” Orada bulunanlar bu söylediklerine şaşırmış. Bu yazılmayan niteliği ne olabilir diye düşünmüşler. Atatürk, fazla bekletmeden;
“Benim asıl niteliğim öğretmenliğimdir demiş. Ben milletimin öğretmeniyim, bunu yazmamışsın.”
Atatürk önüne çıkan bütün engelleri yıkmak ve milletine yepyeni bir kimlik kazandırmak için, sonsuz bir sabırla milletinin öğretmeni olmuştu.
Öğretmenler de, yalnızca ders anlatan birileri değildir. Bir çocuğun dünyasını aydınlatan, geleceğe giden yolu ilmek ilmek ören bir yol göstericidir.
Sınıfa girdiğinde tüm yorgunluğunu kapının dışında bırakan, bin bir sorunu olsa da, yüzündeki tebessümü eksik etmeyen öğretmenler, geleceğin inşasında en görünmez, ama en güçlü paydaşlardır. Onların emeği, bugün attığımız her adımda, kurduğumuz her hayalde saklıdır.
Bugün geriye dönüp baktığımızda, hayatımızı etkileyen pek çok kararın, bir öğretmenin sessizce omzumuza koyduğu o görünmez el sayesinde şekillendiğini fark ederiz. Bu görünmez el, kimi zaman bizi cesaretlendiren bir cümle, kimi zaman yanlış bir karar almamıza engel olan bir uyarıdır. Bir öğretmenin yaktığı ışık, bir ömür boyu yolumuzu aydınlatır.
Tüm öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günü” nü şimdiden kutluyor, başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, edebiyete intikal etmiş öğretmenlerimizi de, saygı, özlem ve rahmetle anıyorum.