Gürdal ERGEN

Tarih: 15.08.2025 09:49

İMRALI ADASI

Facebook Twitter Linked-in

Karacabey Boğazı'ndayım...

            Hani derler ya 'Hava kurşun gibi ağır', tam da öyle!.. Bunaltıyor insanı, yıldırıyor...

            Sıcak mı sıcak... Nefes almak bile zorluyor insanı... Oysa rüzgar da var. Öyle güçlü bir rüzgar ki dalgalar sahile vurduğunda kırılıyor, denize dönüyor; sonra tekrar hızla geliyor, dövüyor sahili...

            Karşıda, ta karşıda İmralı Adası...

            PKK'nın eli kanlı lideri, cani Apdulah Öcalan, bu adada cezasını çekiyor.

            Sanırım dalgaları seyrediyor ve kıs kıs gülüyordur bazılarının son günlerdeki halini dalgalara benzeterek. Ve de söyleniyordur kendi kendine; "Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde komisyon kurulsun dediğimde takvim yılı 2013'tü. Şimdi takvimler 2025 yılını gösteriyor ve birileri 'Ben istedim, oldu,' diyor. "Oysa ben bunu, 12 yıl önce söylemiştim."

            Dalgalar, kıyıları dövmeye devam ediyor...

            Devlet Bahçeli'nin söylemiyle "kurucu önder" Abdullah Öcalan istedi diye değil, sanki Bahçeli'nin isteği ile bu komisyon kuruldu çığırtkanlığı yapılıyor, eleştirileri az da olsa yumuşatmak için...

            'Kurucu önder'in aklına 'ille de Nitelikli Çoğunluk' diyenler geliyordur herhalde... Kıs kıs gülüyordur yine, 'Al sana nitelikli çoğunluk. AKP, MHP, DEM Parti HÜDA-PAR ve DSP'nin oyları yetiyor nitelikli çoğunluğa, ister 3/5, ister 2/3 olsun... Değişen bir şey yok, onların dediği olacak.

            Bir de birisi ya da birileri kalkıp da 'Ana dilde eğitimin oturulup konuşulmasına hiçbir zaman karşı olmadım,' derse... Eh, değme 'kurucu önder'in keyfine!..

            Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK; "Bir ülkeyi yıkmak istiyorsanız, eğitim sistemini çökertin yeter!" diyor.

            "Ana dilde eğitimin oturulup konuşulmasına hiçbir zaman karşı olmadım," diyerek oy kotarmaya çalışanlar mı var yoksa?

            Dalgalar, kıyıları dövmeye devam ediyor...

            'Kurucu önder'in aklına bir de ilçe-il delege seçimleri gelirse işte o zaman bırakır kıs kıs gülmeyi, kahkahaya boğar adayı...

            Mırıldanır durur kendi kendine: 

            "İp, ilçe-il başkanlarının elinde. Partinin tozunu yutmamış, parti tüzüğünü, partinin programını bir kez olsun okumamış; hatta partinin bir tüzüğü, bir programı olduğundan haberi bile olmayanlar yazılı yazılıverir seçim listelerine... Hava basar böyleleri; böbürlenir durur sağa sola... Yalnız kaldığında da 'Ben neymişim de haberim yokmuş,' der kimsenin duymayacağından emin olduğu için...

            Seçimi zorlayanların, başkan olmaktan başka derdi olmayanların, umrunda değildir gelecek. Varsa yoksa, ama öyle ama böyle seçimi kazanmak ve başkan koltuğuna oturmaktır tek istekleri. Delege yazacaklarına 'Aman dikkat edin... Sakın yanlışlık yapmayın' diyerek tembihte bulunurlar ve tekrarlarlar; 'Ben seçimi kazandığımda senin isteğin (hiç merak etme) hemen yerine gelecek. En kısa sürede halledeceğim. Bana güven."

            Dalgalar, kıyıları dövmeye devam ediyor...

            Bazen hızlanıyor, bazen yavaşlıyor ama hiç durmuyor; dövüp duruyor kıyıları dalgalar.

            Kahkahalar kahkahaları kovalıyor. "Gün gelir kafalarınızı döversiniz, ancak iş işten geçmiştir," diyor uzaklardan bir ses!..

             Dalgalar, kıyıları dövmeye devam ediyor...

            Birlik, beraberlik nutukları atan; biz birlikte güçlüyüz, diyenler; en çok da bunlar birbirlerinin ayaklarını kaydırma peşinde...

            İşi gücü bıraktı birileri...

            Birileri birilerini ters köşe yapmak için gayret sarf ediyor...

            Ne dalga, ne ada umurlarında!.. Varsa yoksa......

            Hoşça kalın, dost kalın!..

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —