Ergün AYDOĞAN

Tarih: 15.08.2025 09:48

Sanayide kırmızı alarm zilleri

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye ‘ben ekonomistim’ diyen ve ‘’Türkiye’nin ekonomisinden ben sorumluyum, ben’’ diyen yönetim anlayışı altında yaklaşık 8 yıldır kriz döngüsünden çıkamıyor. Her konuşmada, bir önceki ayın bir sonraki aydan, bir sonraki yılın bir önceki yıldan iyi olacağı telkini yapılıyor.

Mehmet Şimşek ve ondan önceki bakanlar Nurettin Nebati, Berat Albayrak sürekli olarak sabır telkin ederek ‘’Mart Şubat’tan, Nisan Mart’tan, Mayıs Nisan’dan; her ay bir önceki aydan çok daha iyi olacak. Göstergeler iyiye doğru gidiyor’’ demelerine rağmen iyiye gidiş umutları her geçen gün azalıyor.

Konuştuğumuz Sanayi, Ticaret oda başkanları ve sanayiciler İstanbul, Ankara, Balıkesir hangi oda başkanı ve sanayici ile konuşsak hepsi son derece karamsar ve umutsuz, mutsuz. Çoğu uzun süren kriz karşısında kazançlarının azalması, faizlerin yüksekliği, finansa erişim-maliyet ve üretim maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı işlerin çevrilebilirliğinin zorluklarından yakınarak zorunlu işçi çıkarmalarından söz ediyorlar.

Sanayiciler kamudan kaynaklı maliyet artışlarından yakınıyorlar. Akaryakıt, elektrik, doğalgaz, vergi, sigorta, yol-köprü fiyatları, artan ÖTV nedeniyle yüksek araç fiyatlarının olduğu gibi maliyetlere yansıdığını, rekabet şartlarının her geçen gün zorlaştığını dile getiriyorlar.

Konkordato verilen doysa sayısı yüzde 105, iflaslar yüzde 129 arttı. İmalat sektöründe daralma 16. ayına taşındı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, ‘’ Sanayi için alarm zilleri çalıyor’’ diyor.

Enflasyonla mücadele sürecinde devreye alınan politikalarla birlikte firmaların içinde bulunduğu darboğaz giderek derinleşmiş. 2025 şirketler çok daha ağır bir tablo ile karşı karşıya kalmış. Bu yıl Temmuz ayı dahil konkordato talep eden firma sayısı 3 bin 475, geçen yılın tamamında konkordato talep eden firma sayısı 3 bin 500, daha bu yılın bitmesine daha 5 ay var.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, ‘’Sanayicimizin bedel ödeme sınırlarını aştığını artık görmeliyiz. Evet durum çok ciddi. Hiç kimse bu duruma kayıtsız kalamaz. Sanayicilerimizin sesine kulak verilmeli, çözümler için ivedilikle harekete geçilmeli’’ diyor.

Konkordato ne demek? Borçlunun ticari durumunun sarsılma nedeniyle alacaklılarına karşı borçlarını belli bir plana göre ödeyebilmesi için mahkemece onaylanan anlaşma; geçici mühlet kararı, demek.

İflas kararlarında da dikkat çeken artış yaşandı. Bu dönemde iflasına karar verilen şirket sayısı yüzde 101 yükselişle 553’e çıktı. Mahkemelerdeki icra iflas dosyası da 1 Temmuz 2025 itibariyle 23 milyon 854 bine ulaştı. Finansman sıkıntısı, nakit akışındaki dengesizlikler, iç talepteki daralma gibi nedenlerle mali darboğaza güren şirketler can çekişiyor.

Asgari ücretli, çalışan, emekli, üretici…

Bu kesimlerin durumu daha da vahim. Üretici ürettiğinin karşılığını alamıyor, tüketici gıdaya, meyveye erişim sağlayamıyor, tüketemiyor. TÜİK’in açıkladığı rakamlarla, çarşı Pazar fiyatları örtüşmüyor. Kirada oturanların durumu oldukça zor. TÜFE’ye (Tüketici Fiyat Endeksi) göre 12 aylık ortalama enflasyon oranı, TÜİK tarafından açıklanana 12 aylık ortalama enflasyon oranına göre Ağustos kira artış oranı yüzde 41,13 olarak açıklandı. Memur maaş zammı yüzde 15,57. SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 16,67 yapıldı.

Çalışan ve dar gelirlilerin durumu her geçen gün kötüye gidiyor. Krediler, kredi kart borçları ödenemez hale gelmiş, karttan karta aktarımlarla idare edilmeye çalışılıyor. Son açıklanan verilere göre vatandaşın kredi kart borcu 212 milyar TL’yi geçmiş.

EKONOMİDE BİR ÜST LİGE ÇIKIMŞIZ!

Bütün bu karamsar tabloya rağmen, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı R. T. Erdoğan, DEİK 38. Olağan Mali Genel Kurulu Ustalara Saygı Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, ‘’Dış ticarette rekora imza attık. Milli gelirimiz ilk kez 1 trilyon doları aşmış 1 trilyon 371 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye ekonomisi artık farklı bir lige yükseldi’’

Evet ama o yükseldik denilen farklı ligi toplum hissetmiyor.

İktisatçı Bayram Başaran, bilinçli bir kontrollü fakirleştirme süreci olduğunu iddia ederek. Açıklanan mevduat rakamlarına göre bankalarda 1 milyon TL’nin üzerinden mevduat sahiplerinin nüfusa oranı yüzde 1.1. bu mevduatın toplamının yüzde 78.8’ni oluşturuyor. Toplumun varlığının yüzde 78.8’ini toplumun yüzde 1.1’i almış. Geri kalan nüfus kalan 21.2 ile idare etmeye çalışıyor.

Yükseldik denilen farklı ligin gururu, Mehmet Şimşek’in bir sonraki ay içinde bulunduğumuz aydan daha iyi olacak telkinleri, ‘enflasyon 14 aydır aralıksız düşüyor’ sözlerine rağmen, enflasyonun hala yüzde 33,52 ile Avrupa’nın en yüksek enflasyonu olan ülke olması; umut fakirin ekmeği, umutla yaşamaya devam…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —