Gürdal ERGEN

Tarih: 15.07.2025 14:15

TÜRK DİLİ

Facebook Twitter Linked-in

ATATÜRK, Türk dili konusunda; “Türk milletinin dili Türkçe’dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yüceltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir,” diyor.

Profesör David Cuthell de “Birçok yabancı dil bilirim. Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir dildir ki yüz yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçeyi yaratmışlar sanki… Bir kökten bir düzine sözcük üretiliyor. Ses uyumuna göre anlam değişiyor. 

Türkçe öyle bir dildir ki, başlı başına bir duygu, düşünce, mantık ve felsefe dilidir,” diyerek Türk dilinin özelliklerini sıralıyor.

Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla 12 Temmuz 1932 tarihinde Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kurulan bir kurumdur.

Türk Dil Kurumu, Türkçenin yazılı ve sözlü kaynakları üzerine bilime dayalı araştırmalar yapmak, Türkçenin bilim, sanat, edebiyat ve öğretim dili olarak gelişmesini ve her alanda doğru kullanılmasını sağlamak misyonu ile faaliyet göstermektedir. 

Ama nedense, sanki inat eder gibi Türkçeden uzaklaşmak için gayret sarf ediyoruz. 

Üşenmeyin, şu tabelaları bir okuyun…

Daha da kötüsü kullandığımız sözcükleri bir gözden geçirin… 

Yukarıda da belirttiğim gibi TDK, Türkçenin yazılı ve sözlü kaynakları üzerine bilime dayalı araştırmalar yapmak için kurulan bir kurumdur. TDK, araştırır, hem de bilime dayalı araştırır. Sözcükleri tespit eder ve yayımlar. Yayımlanan her sözcüğün kullanılması gereklidir, diye bir kural yoktur. Bazı sözcükler, tutulur ve kullanılır; bazı sözcükler ise hemen unutulur, kullanılmaz… 

‘Örnek’ ya da ‘örneğin’ sözcüğü sık kullanılmaya başlandığında birçok kere yanlış olarak ‘örneğin, mesela’ sözcükleri birlikte kullanıldı; zaman içinde ‘örnek ya da örneğin’ sözcüğü yerleşti, kullanan kullandı. 

Son günlerde (sanki dilimizde karşılığı yokmuş gibi) Fransızca bir sözcük olan ‘lansman’ sözcüğü yerleşti dilimize. Öyle de güzel kullananlar var ki örneğin; “lansman tanıtımına katıldık!” deyiveriyorlar.  

Bir de durup dururken başımıza “katılım sağladık, katılım yaptık” sözcüklerini musallat ettiler.

‘Musallat’ sözcüğünü bilerek kullandım. Bazı sözcükler öyle yerleşmiştir ki dilimize, herkes kullanır ve herkes anlamın bilir; kimseye ters gelmez bu sözcükler. Dilimize yerleşmiş bazı sözcüklerin yerine Türkçe sözcük de üretilemeyebilir; ya da üretilirse bile tutmaz, zorlamaya gerek yoktur. 

Amacım, dilimize yerleşmiş Türkçe olmayan sözcüklerin tümünün değiştirilmesi değil, var olan ve anlamı herkes tarafından bilinen sözcüklerin kullanılmasına özen göstermemizdir.

Basit örneklerle düşüncemi açıklamaya çalıştım. Elbette ‘örnek’ yerine ‘mesela’ kullanılıyor; söküp atamazsın, bırakın kalsın; ama ‘tanıtım, tanıtmak’ sözcükleri varken ‘lansman’ sözcüğünü kullanmak da neyin nesi?

Ya da ‘‘kelime’ yerine ‘sözcük’ kullanılsın, anlamı nedir diye kimse düşünmez ki!.. ‘Cümle’ yerine de ‘tümce’ üretildi, tutmadı, kimse kullanmıyor.

Sonuç değişmeyeceği için örnekleri çoğaltmıyorum…

‘Mutlak Butlan’mı?!.

Tabelalar mı?!.

Hoşça kalın, dost kalın!.. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —