Gazeteci Rahmi Turan, ‘Tokmak’ adlı köşesinde, ‘Sessiz Kuşağın Sesi YILMAZ HOCA’ diyerek 5 Eylül Gazetesi Köşe Yazarı da olan; Engeller ve Demokrasi, Köşeli Yazılar ile Mat’ adlı kitapların yazarı M. Behiç İstanbulluoğlu’nun ‘Sessiz Kuşağın Sesi Yılmaz Hoca’ kitabını tanıtıyor.
“Kitap, ‘Yılmaz Büyükerşen Kimdir?’ sorusuna, ‘Kim değildir ki? İyi bir projenin iyi bir planlamayla olacağını en iyi bilenlerdendir ve efsane bir belediye başkanıdır,’ yanıtını veriyor. Anadolu bozkırındaki mütevazi bir kent olan Eskişehir’i yönettiği dönemde bir Avrupa kenti haline getiren Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’i anlatıyor bu kitap…”
Biz, yeşil parkalarımız, asker postallarımızla devrim yapmaya çalışırken; Yılmaz hoca de boykotlar, işgaller, mitingler, yürüyüşler arasında siyah çizmelerini çekmiş kar, yağmur, çamur demeden akademinin içinde kendi devrimini yapıyormuş haberimiz yoktu…
Bizim ne yaptığımız belliydi de hocalarınkini biz bilmiyorduk.
Çok sonra öğrendik hocanın önce Akademiyi sonra da Eskişehir’i toparlamayı hedeflediğini. Bakın, hoca ne diyor:
“Yapacağım demeyi değil, yaptım demeyi seviyorum. Benim belediye başkanı olurken en büyük projem, Eskişehir’i bugün geldiği noktaya getirebilmekti. İnsanların kışın soğuktan ve çamurdan, yazın tozundan bıktığı; işi ile evi arasında vakit öldürenlerin bu şehrini ‘Eskişehirli olmaktan gurur duyan’ insanların yaşadığı bir şehir haline getirmekti. Çok şükür bunu da başarabildiğimi düşünüyorum.”
Kendisine “Yaşlı” diyenlere Yılmaz Hoca şöyle demişti:
“Akıl yaşta değil, baştadır. Ben belediyeyi ayağımla, kolumla yönetmiyorum; aklımla yönetiyorum.
Ulusça büyük gurur duyduğumuz Mimar Sinan, en büyük, en görkemli eseri olan Selimiye Camisi’ni 1576 yılında 85 yaşında iken yapmıştı. Yani Yılmaz Hoca’yı ‘yaşlı’ diye aday yapmadıkları bir yaşta!
Yılmaz Büyükerşen ‘Yapacağım demeyi değil yaptım demeyi seviyorum’ diyor, bilgi birikimi ve projelerle ülkeye hizmete devam ediyor.
M. Behiç İstanbulluoğlu’nun yazdığı ‘Sessiz Kuşağın sesi YILMAZ HOCA’ Büyükerşen’i daha yakından tanımak isteyenlerin zevkle okuyacağı bir kitap.
Rahmi Turan’ın bir anımsatmasını yazmadan da geçemeyeceğim:
“Bir kenti ‘Medeni’ yapmak paradan geçmiyor, vizyondan geçiyor.
Yılmaz Hoca’nın vizyonu ve Türkiye’ye kattığı değerler siyaset üstüdür.
Eskişehir’i dünyanın yaşanabilecek kentleri arasında 3’üncü sıraya yükselten Yılmaz Büyükerşen, aslında ‘Cumhurbaşkanı olacak bir adamdı.
Halkın Cumhurbaşkanı adayı idi ama kendi partisinin (CHP’nin) yöneticileri tarafından engellendi.
Parti yönetimi Yılmaz Hoca’yı cumhurbaşkanı adayı yapmadığı gibi 6’ncı defa Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı da yapmadı.
Halbuki o, 5 dönem (25 yıl) belediye başkanlığı yaptığı Eskişehir’de mucizeler yaratmıştı.”
Ne diyordu Yılmaz Hoca; “…Mimar Sinan en büyük, en görkemli eseri olan Selimiye Camisi’ni 1576 yılında 85 yaşında iken yapmıştı. Yani Yılmaz Hoca’yı ‘Yaşlı’ diye aday yapmadıkları bir yaşta!”
Hoşça kalın, dost kalın!..
HAMİŞ: CHP adaylarını kesinlikle CHP örgütünden gelenlerden seçmeli. (Dr. Merdan Yanardağ)